Her sabah, aynı rutine olsa da, yeni bir güne kalkıyoruz... Bugün de yeni bir gün... Kafamdan milyon düşünceler, fikirler, uyanışlar, "aaaa eveeet!" anları. Herhalde algılar açık olunca, gelen tüm bilgiler toplanınca garip veya gerçek sentezlemeler, çıkarımlara neden oluyor. Aklımı kurcalayan konulardan biri de umduğum ve ilk başta gözlemlediğim bütünlük, birlik ve dayanışmanın gerçekte tam anlamıyla olmayışı... Bazı ülkelerin diğerlerinden tümüyle farklı çizgide bir tutum içinde olmaları (Birleşik Krallık, Hollanda) ve AB içinde ülkelerin birbirine yardım etmesi beklenirken (Fransa, Almanya), İtalya'ya yardımın Çin'den gelişi, "nereye gidiyoruz böyle?" dedirtiyor!
Bir arkadaşım, Özgür Kutlu Gülle, Facebook sayfasında şu postu yayınlamıştı:
DÜŞMANINI TANI KORONA VİRÜSÜ GERÇEKLERİ
1-) Irk, cinsiyet, din, ulus arasında ayrım yapmıyor 2-) Sınırlar tanımıyor 3-) Çocuklara dokunmuyor
Korona virüsünü mağlup etmek istiyorsan, Korona virüsü gibi davran! Hakikat da doğru... Her tür zümreden insana yapışan bu meret, sınır ve statü tanımıyor.... Ama hala politika yürütücüleri, ulusal ve uluslar arası karar vericiler, Korona virüsüne yakalansalar dahi, KV gibi davranmıyorlar! Gerçekten hayretler içindeyim. Bu meretten ne zaman kurtulacağız ve özgürlüğümüze kavuşacağız diye kendime sorduğumda, iç sesim "daha çooook var" diyor.
Bu satırları yazmaya henüz başlamadan önce, balkonumda oturmuş "nefes" alıyordum... Ve bildiğim bir şeyi hatırladım. İçinde bulunduğumuz bu karantina döneminin hepimiz için bir nefes alma fırsatı doğurduğunu düşünüyorum. Bu virüs, doğal veya yapma -şu noktada önemi yok, "Hey insan; bir dur!" diyor. "Her nereye koşuyorsan, neyin peşindeysen, neyin mücadelesini veriyorsan, bir dur ve bak, izle, etrafını ve kendini.... Neye kime hizmet ediyorsun, ve sonunda eline ne geçiyor, geçecek... bir dur ve bak!" diyor....
Bunu çok net görebiliyor olmamın ve bu süreci bu kadar sükûnet ve kabullenici şekilde alabilmemin şöyle bir nedeni var: Ağustos 2019'da zihnim ve bedenim koşturma ve sürekli devinim halinde iken, bu sefer bedenim bana "Shirli dur!" dedi... Ben ne yaptım, tabii ki kulak verip durdum! Durmamam mümkün değildi; bir adım daha ilerlemeyecek kadar çok yüksek sesle DUR dedi. Aslında, bunun öncesinde, bir kaç aydır usul usul, hafif hafif "yavaşla, yeter bu tempo..." diyordu, ama ben bedenim ve zihnimden gelen sinyallere kulak vermeyip, challenge üzerine challenge almaya devam ettim... En sonunda, beden-ruh-zihin bütünlüğümü kaybettirecek kadar güçlü bir sesle geldi... Ve, durdum!
Durdum ve ne mi yaptım... Hayatımı ve benim için önemli olan unsurları yeni baştan gözden geçirdim... Olmazsa olmazları (ailem, aileme karşı sorumluluklarım, ve bütünselliğimi koruyacak her tür unsuru) korudum; bütünselliğimi tehdit eden her unsuru da bir süreliğine veya hepten hayatımdan çıkardım. Ömrüm boyunca hiç yapmadığım veya takınmadığım tutum ve davranışlara büründüm... Evime, inime, yani kendimi yeniden inşa etmek üzere kozama çekildim... Diş tedavilerim için İstanbul'a her gelişimde eski "party animal" olarak, bir günde 5 ayrı programla kendimi tükettim... O kısacık 3-5 günde müthiş eğlendim, ama Barcelona'ya dönüşümde yeniden inzivama çekilip kendi içime, merkezime, ve merkezimi çevreleyen geniş dalgaları iyileştirmeye devam ettim...
Anlaşılan bu süreç benim için henüz bitmedi ki, benle beraber tüm dünya evinde! Bunları niye paylaşıyorum... Aslında oldukça özelim diyebileceğim bir olayı, halka açık facebook'ta paylaşacağım hiiiiç mi hiiiç aklıma gelmezdi! Çok paylaşımları olmayan biri olarak hele....
Sebebi şu: Ağustos sonunda benim için büyük bir patlamayla başlayan -ki ben başıma gelen bu olaya "Küçük Yaşamımın Büyük Patlaması –“The Big Bang of my Little Life", bu değişim ve evrilme süreci bende inanılmaz değişimlere yol açtı. İçinde bulunduğumuz durumun -karantina, dünya sisteminin değişimi, korku, endişe, vs. vs., hepimizde büyük değişimler yaratacağını düşünüyorum.... Özetle, benim Big Bang'im ile Korona virüs arasında, insanda yarattığı etki bakımından, benzerlikler gördüğüm için paylaşıyorum... O nedenle, eve kapanmak, içine dönmek ve merkezlenmek için dıştan bir zorlama dahi olsa, bunu büyük bir fırsat olarak görüyorum....
Treni yakalamışken, arkada kalmayın... Yolculuğun keyfini çıkarın... Neler doğuracağı ve belirsizlik kaygı verici olsa da, ne kadar kötü olabilir ki... Yeni bir "ben" ile karşılaşmaktan başka! Sağlıcakla kalın.... İyi ki varsınız....
Barcelona'dan Shirli...
(Shirli Ender BÜYÜKBAY)