“Kalbimizde Tanrının ışığı vardır. Onun adı vicdandır”- Leo Tolstoy
Bugünlerde evde zaman geçirme faaliyetlerinden bir tanesi de kuşkusuz film seyretmek. Haber izlemekten, internette gezinmekten vakit kalırsa tabii… Şener Şen’in başrolünü oynadığı “Yol Ayrımı” filminde acımasız, etik olmayan bir iş adamı olan Mazhar bey geçirdiği araba kazasından dolayı ölümle burun buruna gelince değişiverir. Hayatını gözden geçirir. Ağaçların güzelliğini fark eder, yanında çalışanlara duyarlılık göstermeye başlar, iyilikler yapar.
Filmi bir kenara bırakıp iyilikten söz etmişken yaşadığımız bu zorlu günlerde yayınlanan iyilik haberlerine bir göz gezdirmeye ne dersiniz?
İskoçya’nın Edinburgh şehrinde Zahid Iqbal isimli bir mağaza sahibi 65 yaşının üstünde ya da hareketlilik problemi olanlar olup da karantinaya hazırlanan müşterilerini düşünerek ücretsiz dağıttığı paketler hazırladı. İçlerinde binlerce dolarlık el sabunu, mendil, tuvalet kağıdı bulunan bu paketleri gelip alabilecek durumda olamayanların evlerine servis yapılması için bir telefon etmeleri yeterli. 34 yaşındaki mağaza sahibi insanların panik halinde alışveriş yaptıklarını, boşalan rafları fark edince bu kararı aldığını belirterek dünyaya iyi örnek olmayı umut ettiğini söyledi. Aile işletmesi olan mağazasında beş kişi çalışıyor. Yerel müşterileri genelde yaşlı ya da engelli… Mağazalarının on beş yıldır satış yaptıklarını, sadık müşterilerinin her bir kuruşa değer olduklarını söylüyor. Bu hafta yiyecek paketi de hazırlamayı tasarladıklarını belirten Iqbal, yardım etmekten dolayı büyük haz ve mutluluk duyduğunu belirtiyor.
Amerika’nın North Carolina eyaletinden Becky Hoeffler Duke üniversitesinde çalışıyor. New Jersey’de yaşayan dedesinin ihtiyaçlarını almak için bakkala gittiğini öğrenince çok üzüldü. Çünkü yaşından dolayı dedesinin virüs kapma riski vardı. Uzak olduklarından dedesine yardımcı olamayınca yaşlı komşularına alışverişlerinde yardım etmeye başladı. Genelde meyve, un, kağıt peçete gibi ihtiyaçları yerine getiren Patti’ye komşular muzlu kek, ekmek hediye etmişler. Her Amerikalı komşusuna yardım etmeli diye düşünen Hoeffler, ayrıca yaşlılar yurduna giderek gerekirse yardım edebileceğini duyuran bir ilan astı.
Dünyaca tanınmış şef Jose Andres ve kurmuş olduğu yardım derneği senelerdir ihtiyaçlı olanlara yiyecek sağlamakta yardım ediyor. Şimdilerde ise beş yıldızlı lokantalarını yiyecek almakta zorlanan kişiler için yemek mutfaklarına dönüştürdü. Lokantalarını karantina durumundan dolayı bir süreliğine kapatmasına rağmen Washington ve New York şehirlerinde bulunan sekiz lokantası işsiz kalan veya geçim zorluğu çekenler için servis vermeye devam edecek.
İsrael’de kan bağışlayanlar, Holocaust kurtulanlarının evlerine yemek götüren gençler var. İstanbul’dan aldığım haberlere göre yaşlı komşuları için alışveriş yardımına hazır gençler var.
Tutkunu ve bağımlısı olduğumuz sosyal medyaya gelince…Bir çok kişi yazıları, sanatları ve meslekleriyle insanlara güç vermeye çalışıyor. Örneğin ses sanatçıları canlı konserler veriyorlar. İsraellli Idan Rachiel ve Idan Amedi, İngiltere’den Coldplay’in solisti Chris Martin bunlardan sadece bir kaçı. Bir yazar, kendisi ve benim gibi konsantre olmakta zorlanıp da yazamayanlara canlı yayın yaparak öneriler sundu. Bir yazarın İnstagram paylaşımında İstanbul’un bir semtinde çekilen fotoğraf var. Sokağın duvarında Nazım Hikmet’in yüzünde maske ile yapılmış portresinin altında şu yazıyor: Ne virüsten korkmak ayıp ne de düşünmek virüsü.
İsrael’de 19 Mart Perşembe günü saat 18:00’de canla başla çalışan tıp çalışanları verdikleri hizmetler için alkışlanarak onurlandırılacak; bütün yurtta aynı saate balkonlarda, açık pencerelerde, özel bahçelerde bugünlerde alınan sağlık kurallarına uyarak…
Tarihin en karanlık zamanlarda bile iyilik hep vardı ve hep var olacaktır. Tıpkı, bugünlerde geçirmekte olduğumuz zor zamanlarda olduğu gibi. Metin Akpınar, “iyiyi ve güzeli aramaktan vazgeçmeyeceğiz” demiş. Vazgeçer miyiz hiç? Sevgi, sağlık ve iyi haberler dileğiyle..
Kaynak: Goodnewsnetwork.org