top of page

İsrael’de Ekolojik Bir Yerleşimde Yaşantım


Nisan Su ROTSHTEİN Adım Nisan, 30 yaşındayım. Hamile yogası ve Ashtanga yoga eğitmeniyim. Roş Anikra’nın (Lübnan ile sınırdan önceki son kibutz) 20 km güneybatısında, Klil isimli bir yerleşimde eşim Itai ve köpeğim Panço ile yaşıyorum.

Ailecek bundan önce Uruguay kırsalında ve Türkiye’de, Datça’da yaşama tecrübemiz oldu. Köpeğimizi Uruguay’da sahiplenmiştik ve burası onun beşinci ülkesi; ailemizin koşulsuz parçasıdır.

Biz insanlardan biraz uzak, doğaya çokça yakın, fazla elektrik ve şehir sesleri olmayan yerlerde yaşamayı seviyoruz. Klil’de ise normal, köşeli, odalı bir evde değil de yusyuvarlak, geleneksel olarak Moğolistan’ın göçebe kabilelerinin yaşam alanı olarak kullandığı “yurt” çadırında yaşıyoruz. Yurt yaşamı ve ekolojik bir yerleşimde hayat nasıl anlatmaya başlamadan önce biraz hikayemizden bahsetsem iyi olur.

Canım Itai’ım ile 2015 senesinde Hindistan’ın güneyinde Auroville adlı çok özel bir ekoköyde tanıştık. Ben o sırada kışlarımı; yılın yedi, sekiz ayını yoga eğitimimin peşinde çoğunlukla Hindistan’da geçirdiğim bir düzen içerisindeydim, dört sene boyunca kadim bir yoga enstitüsünün öğrencisiydim.

Itai ise babasının beklenmeyen vefatıyla birlikte ufak çaplı bir buhran yaşamış ve kafasını toplayabilmek için çareyi tek başına bir motorsiklet seyahati yapmak üzere Hindistan’a gelmekte bulmuş. Satın aldığı motoru, yolun 2000. km’sinde bozulup da tamirci “Eksik olan parçayı getirtmemiz on günü bulur” deyince kendini yakınlardaki kasaba Auroville’de bulmuş. Bir Şubat akşamı ben yakın bir arkadaşımı sirk gösterisine gitmek için beklerken Itai’ın bir anda gelip arkadaşımı beklediğim masaya oturmasıyla biz tanışmış olduk. Halâ her dakikası canlı içimde ve hatırımda. Biz tanışmamızdan itibaren bir daha pek ayrılmadık diyebilirim. O zamana dek yaptığımız tüm planları bozduk, Itai da parçayı beklemeden motoru sattı ve biz koyulduk trenle Hindistan’ın kuzeyine doğru yola. Ansızın insanın kendisinin bile başına geleceğini bir kaç gün önce bilmediği ve kalbini müthiş çarptıran bir durumda olması hayatın ve yolun ne güzel bir mucizesi… Sonraki bir kaç ayı Kuzey Hindistan’da beraber seyahat ederek geçirdik.

2017’de ise ortak bir kararla kendimizi Güney Amerika’ya attık. Uruguay’da kâh çiftliklerde çalışma projeleriyle, kâh okyanus kıyısı kasabalarında geçen bir yıl…

Ardından bir süre Israel, sonra Türkiye.

Bu arada biz 2018 senesinde evlendik ve sonra tekrar Uruguay’a gittik. Bu kez temelli kalmak üzere gitmiştik ama bir şekilde yine döndük ve Datça’ya yerleştik. Dokuz ay orada inziva modunda kendi ekolojik ve kimyasalsız temizlik ürünlerimizi yapıp organik bahçemizde yiyeceğimizi yetiştirdik.

Sonra yine gidesimiz geldi ve Datça’daki çok sevdiğimiz, sırtı dağlara dayalı kır evimizi kapatıp Israel’e geldik. Tel Aviv bir seçenekti çünkü eşim son on beş senedir hep Tel Aviv’de yaşamış, arkadaş ve iş çevresi orada. Ama sonunda yine doğada olalım duygumuz ağır bastı ve Klil’in hayatımızın bu döneminde bizim için daha iyi bir seçenek olduğunu ikimiz de kuvvetli şekilde hissedince kendimizi daha önceki yıllardan bildiğimiz, kaldığımız, sevdiğimiz Klil’de bu sefer yerleşik hayatı tecrübe ederken bulmuş olduk.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page