top of page

Sürgünlerden Kurtuluşa – Bir Daha Asla…


Geçtiğimiz hafta Yeruşalayim, dünya liderlerinin Holokost kurbanlarını andığı, günümüzde hala artarak devam eden antisemitizmin masaya yatırıldığı toplantılara ev sahipliği yaptı…

Dünya haritasının tam ortasında küçücük bir ülke İsrael... Binlerce yıllık özlemle, yaşadığı topraklarda pogromlara, soykırımlara uğrayan her zaman yok olma tehlikesi yaşayan ama her seferinde dimdik ayakta duran bir halk…

Bu haftalarda okuduğumuz perasalar bizlere ilk sürgünü anlatıyor. Yabancı bir ülkeye nasıl geldiğimiz, nasıl köle durumuna düştüğümüz, nasıl başka kültürlere, haklara benzemeye çalıştığımız tüm detayları ile pasuklarda yazılı. Kurtuluş zamanı geldiğinde gerçekten özgürleşebileceğine, Mose Rabenu'nun önderliğinde İsrael topraklarına geri dönebileceğine inanan ve Mısır çıkışını yaşayan, nüfusun sadece yüzde yirmisi. Her beş Yahudiden biri inancını kaybettiği için, ismini, dilini giyim tarzını değiştirdiği için 10 bela sırasında yok oluyor.

Bu durumu anlamak, Midraş’ın bu bölümünü yorumlamak çok zor. İki farklı kaynaktan yararlanarak günümüzün sürgününü ve nihai kurtuluşu anlamaya çalışalım.

Öncelikle İtalyan Gazetesi “Il Foglio “da yayınlanan bir yazının içeriğine bakalım:

“Neden Israel, kendisini yöneltilen suçlama, fiziksel ve sözel karalamalara karşı dünyanın en güçlü ülkelerinden biri?

Başka hangi ülke neredeyse her gün düşman ülkeler tarafından haritadan silinmekle tehdit ediliyor?

Başka hangi ülke dünya ülkeleri tarafından tanınmayan sınırlara ve başkente sahip?

Başka hangi ülke büyük bir başarı ile ürettiği ürünler için boykot ediliyor?

Başka hangi ülke kurulduğu ilk günden itibaren savaşlar ve terör olayları ile mücadele ediyor?

Başka hangi ülke düşman olduğu ülkelere su, elektrik, tıbbi malzeme ve yiyecek yardımı yapıyor?

Başka hangi ülkede resmi ziyarette bulunan siyasetçiler, o ülkenin polisine, askerine hakaret etme hakkını kendinde buluyor?

Öte yandan bu ülkenin halkı, milyonlarca insanı soykırımda kaybettikten sadece 72 sene sonra kurduğu ülkede dünyanın en mutlu halkı olarak yaşıyor…

Bu ülkenin halkı, 1948den de yana nüfusunu on kat arttırmaya devam ediyor…

Bu ülkenin halkı, Auschwitz’in gaz odalarından kurtulamayan aile büyüklerini anarken sahip olduğu güçlü ordusunun F-16 uçaklarıyla gökyüzüne “bir daha asla “mesajı veriyor…

Bu ülkenin halkı teknolojide, tıp alanında, bilimsel çalışmalarda dünyaya hizmet ediyor…

Bu ülkenin halkı en fazla üniversite diplomasına sahip ülkelerden biri…

Bu ülkenin halkı dünyada en fazla göçmen oranını alarak kardeşlerinin eve dönüşünü kutluyor.

Siyonist, işgalci gibi söylemlerle her ülkenin sağını, solunu, dindarını tek bir noktada birleştiren, suçlu aranacaksa ilk sırada parmakla gösterilecek bu halk için, şimdi de Tora’nın sözlerini aktaralım:

“Bugün size verdiğim Benim emirlerime sıkı sıkıya uyarsanız, başka bir deyişle Tanrı’nızı sever ve O’na tüm kalbinizle ve tüm ruhunuzla hizmet ederseniz, gerekli yağmuru zamanında yağdıracağım. Dikkat edin kalbinize kanarak doğru yoldan sapıp başka kültürlerin değerlerinin önünde eğilmeyin.”

Nişmat duasında söylediğimiz gibi; “başlangıçtan sonsuza kadar Sen’den başka kralımız yok, kurtarıcımız, bizi zor durumlardan kurtaracak, üzüntülü ve sıkıntılı zamanlarda cevap verecek sadece Sen’sin. Bugüne kadar iyiliğin bizi ayakta tuttu, sevgin bizi terk etmedi. Ruhumuz, canımız ve ağzımızın içine yerleştirdiğin dilimiz İsmini övsün, yüceltsin. “

Peygamberler kitabında yazdığı gibi dünyanın dört yanına sürülen halkın bir araya toplanacağı, tüm halkların A-şem’i tanıyacağı, gerek fiziksel gerekse manevi olarak Sürgünden kurtulmamız çok yakındır. Ne mutlu her nefesinde buna inanan ve bekleyen halka... Bu kez Sürgünden kurtuluşa ve bir daha asla...

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page