İsrael’in tarihi, belli ölçüde aliyaların tarihidir. 1882’den 1940 yılına kadar, ağırlıklı olarak Orta Avrupa ve Rusya’dan İsrael’e beş büyük aliya gerçekleşti. Türkiye’den en önemli aliyanın tarihi 1948 olarak belirtilirse de gerçekte bu göç 1931 tarihinde başladı ve 1939 yılına kadar 3700 öncü Türkiye’den İsrael’e aliya yaptı.
1930 senesinde aliya yapanlar arasında Dekalo, Benjamen ve Peres gibi tanınmış ailelerin yer aldığını biliyoruz.1937 yılında Hanri Peres’in başkanlığında, 1960 yılında kurulacak olan “İtahdut Yotsei Turkiya”nın temelini oluşturan “İrgun Ole Turkiya” adlı bir dernek Tel Aviv’de kuruldu.
1945 yılında Türkiye’de 76.965 Yahudi yaşamaktaydı. 1951 yılına kadar İsrael’e 41.855 kişi aliya yaptı, nüfusun yarıdan fazlası… Bu toplu göçün sebebini sadece ekonomik nedenlerle veya Aşkale olayları, Varlık Vergisi ile açıklayabilir miyiz? Gazeteci Sami Kohen’e göre, göç edenlerin yüzde onunu genç idealistler, geri kalan büyük kesimini fakirler oluşturuyordu. (Aliya: Bir Toplu Göçün Öyküsü, Rıfat N. Bali, sh.270).
“Lo seko i vedre; Ne kadar işe yaramaz insan varsa, fakiri, fukarası, kaybedecek hiçbir şeyi olmayanı yeni kurulan ülkeye gitti, zenginler, okumuşlar Türkiye’de kaldı.”
Gerçekten bir ironi… Yeni bir devlet kuruluyor, üç bin yıllık bir rüya gerçekleşiyor ve bu toplu göçe dudak bükülerek, küçümser bir bakış açısı ile getirilmeye çalışılan bir açıklama bu… Oysa sonraki yıllarda da dillendirilen bu söylem ve ifade tarzı hep yaşanan ülkeye sadakatin sorgulanmasının önlenmesi adına ve göç eden kitlenin İsrael aşkını perdelemeyi amaçlayan bir kılıftı...
Türkiye’de vandalizm derin izler bırakıyor, 6-7 Eylül olaylarında 5200 Yahudi daha ülkeyi terk edip İsrael’e yerleşiyor, yıl 1955…
Sonrasında Kıbrıs krizi, 2334 kişi daha aliya yapıyor. Böylece Cumhuriyet yıllarında Türkiye’de yaşayan Yahudi sayısı 25 bine, üçte bire düşüyor.
Türkiye’de İsrael’e gerçekleşen aliyalardan söz ederken genelde 1948 yıllarına odaklanılır, Rıfat N.Bali de bu dönemi incelemiştir. İsrael’de Türkiyeliler Birliği’nin kısa bir süre önce, çok geç olmadan, bu aliyada gelenlerle sözlü bir tarih çalışması gerçekleştirdiğini ve çok sayıda kimsenin anlatılarının görüntülenerek kayda aldığını belirtelim. Bu arşiv çalışmasının büyük önem taşıdığına inanıyoruz.
1948 sonrası aliyalarını, 1970, 80 ve 2000 sonrası olarak sınıflandırıyoruz. 1970 yıllarında Türkiye’den ülkeye 5883 ole hadaş geldi. (Türkiye’de kalan mevcut nüfusun takriben yüzde yirmisi). Bu aliyanın görünürdeki sebebinin üniversitelerdeki sağ-sol çatışmaları olduğunu söyleyebiliriz.
Aliya yapanların ağırlığı gençlerdi, ya İsrael’de okumaya veya mesleklerine bu ülkede başlamaya kararlıydılar. 1970 aliyasını “Akademisyenler Aliyası” olarak da adlandırabiliriz. Aralarında sayısız doktor, diş hekimi ve yükseköğrenim görmüş gençler yer alıyordu. Bir bölümü kariyerlerinde profesörlüğe kadar yükselmeyi başaracaktı. Bu aliyada gelenlerden çok azı geri döndü.
Buna karşılık 1980 yıllarında göç edenler ağırlıklı olarak iş adamlarıydı. Sebep bu kez de Türkiye’deki şiddet olayları, ABD ambargosunun neden olduğu ekonomik kriz idi… Aliya yapanların sayısı 2.275.
Ne var ki İsrael’de de enflasyon, ekonomik kriz, kısıtlı iş imkânları ve belki de biraz aceleci davranıp, ülke koşullarını özümsemeden iş hayatına atılmak isteyenlerin genelde başarısızlığı ile sonuçlanacak girişimler… Tahminen gelen on kişiden beşinin geri dönmesine neden olacaktı.
1948’de gelenler pasaportlarını atıp bir an önce İsraellileşmek istediler. Ancak yeni bir kültürü benimsemeden eski kültürden sıyrılmaya çalışmak bir hataydı. 1970 ve 80’de “köprüleri yıkmazsan adapte olamaz, uyum sağlayamazsın” dendi.
Oysa iki bin sonrası yıllarda durum farklı idi; göçü tetikleyen bir nebze antisemitizm ve büyük ölçüde konjonktürel endişelerdi. Çoğu kimse çocuklarının iyi bir eğitim almasını ve geleceğe daha emin adımlarla başlamalarını istiyorlardı. Bu kez göç eden belli bir kesim tüm köprüleri yıkmıyordu. 19 yılda göç edenlerin sayısının iki bin civarında olduğunu tahmin ediyorum. (Son yedi yılda gelen sayısı 1050).
Böylece Türkiye’den İsrael’e 1980 aliyası ile 67.118’e varan ole hadaş sayısı, 2000 yılı sonrasında 70 bine ulaşmış ve Türkiye’de kalanların sayısı 12 ile 14 bine düşmüş oluyordu.
(*) Bu yazı İYT’de 14. Aralık.2019 tarihinde gerçekleştirilen “Genç Oleler Başarı Öykülerini Paylaşıyor” panelindeki konuşmama temel oluşturmuştur.