Bir süre önce sitemizde yayımladığımız bir haberde İsrael’in dünyada en sağlıklı 6ncı ülkesi seçildiği yazılıydı. Geçen haftaki köşe yazımda İsrael’de yaşam süresinin İzlanda, İsviçre, Avustralya’nın ardından dünya sıralamasında dünyada dördüncü olduğunu belirttim.
İsrael’in tıp alanındaki gelişmeler konusunda dünyanın en ileri ülkeleri arasında yer aldığı bilinmekte. Ancak hemşire ve doktorların çalışma koşulları ile ilgili şikâyetleri ve grev tehditleri, hastanelerdeki yoğunluk haberleri sık sık medyaya yansımakta...
2016 yılı istatistiklerine göre OECD yatak ortalaması bin kişiye 4,8 iken İsrael’de 3, doluluk oranı da yüzde 74 yerine 94. (Veriler Bondi Çakım’ın 30 Temmuz tarihli yazısından alındı). İnsan sağlığına daha fazla kaynak ayrılması gerektiği ortada…
Geçtiğimiz hafta eşimin küçük tıbbi bir müdahalesi için “Assuta Ramat HaHayal” hastanesindeydik. Ramat HaHayal, teknoloji alanında pek çok önemli kuruluşun yer aldığı bir bölge. Hastane Tel Aviv ve Petah Tikva’daki bütün cerrahi bölümleri bir araya getirmek üzere 2009 yılında faaliyete geçti. Binanın modern mimarisi, on katlık akıllı bina ve yemyeşil çevresi belli bir huzur kaynağı…
İchilov, Hadassah gibi hastaneler nerdeyse birer şehir büyüklüğünde olmalarına rağmen yıllar boyunca sürekli yeni binalar eklendiğinden kimi bölümler oldukça eski olabiliyor. Oysa Assuta bütün kompleks ve alt yapı baştan planlandığından her bakımdan son derece gelişmiş bir tesis. Hastane İsrael’de yaygın olan zincire dâhil olup sigortalılara da hizmet vermekle birlikte devlete değil özel sektöre aittir.
Hastaların ve ziyaretçilerin asansörleri farklı, 16 adet ameliyat odası var, yatak sayısı 200… Cerrahi ve onkoloji, diyaliz alanında dünyanın en ileri teknik olanaklarına sahip. CT PET CT, MR, emisyon tomografisi gibi cihazlarla 72 saat içinde değerlendirmeler sonuçlandırılmakta ve hastalara bir merkezden teşhis konmaktadır.
Assuta, sadece bir hastane değil aynı zamanda yeni buluş ve araştırmaların yapıldığı bir merkez olma özelliğine de sahip. En belirgin özelliği de binanın içinde, hatta ameliyat odasında bile hastane kokusunun olmaması.
Gelişmelerin her aşaması, ameliyatın başladığı, sonlandığı, hastanın uyandırma odasına alındığı bilgileri anında hem refakatçinin telefonuna mesaj olarak geliyor, hem de bekleme odasının pek çok yerindeki elektronik ekranlarda izleniyor. Diğer bir mesajla doktorun sizi bilgilendirmek üzere “aile kontuarında” beklediği bildiriliyor. Hizmet kalitesi, hekim ve hastabakıcıların yakınlığı en üst düzeyde…
İlk gün, ameliyat öncesi işlemler sırasında, Türkçe konuşan bir çifte rastlıyoruz, tabi yakınlık gösteriyoruz. Türkiye’de dize çivi konulurken sinir zedelendiğinden ayakta hissiyat yitiriliyor. Dört saatlik zorlu bir müdahale sonucu sinir nakli yapılıyor. Kendilerine tüm kalbimle "רפואה שלמה" Allah’tan sağlık diliyorum.
Türkiye’de son yıllarda açılan hastanelerin “güzellikleri” dillere destan… Tıbbi hatalar her ülkede yaşanabilir. Ancak bu bir inanç meselesi, hep sağlıklı olalım, ben ülkemin doktorlarına, tıp alanındaki üstünlüklerine inanıyorum.