
Devlet Başkanı Reuven Rivlin’in eşi Nechama Rivlin’in ölümünden bu yana bir aydan fazla zaman geçti. Gidişinin ardından çok güzel şeyler söylendi onun hakkında. Özellikle Reuven Rivlin’in sevgili eşinin cenazesinde telaffuz ettiği doğal, içten ve sevgi dolu sözcükler hepimizin gözlerini yaşarttı. Kaderin garip bir cilvesi ile doğum gününde toprağa verilen Nechama’ya; “kendisine first lady’nin eşi olma ayrıcalığını tanıdığı için” teşekkür ederek ona verdiği değeri bir kez daha vurguladı.
Ölümünün ardından gazetelerde yayınlanan boy boy yazılarda, TV programlarında Nechama’nın ne denli özel ve değerli bir kadın olduğu anlatıldı. First lady olmasının ötesinde onun bilim insanı, sanat tutkunu, doğa aşığı kimliklerinin altı çizildi, mütevazı kişiliğine vurgu yapılarak sosyal yardım alanında nasıl da etkin bir kişi olduğu bire bir ilişki kurarak, insanlara destek verdiği örnekleri ile gözler önüne serildi.
Nechama toprağa ve doğaya âşıktı. Çünkü Ukrayna’dan göç eden annesi Drora ve babası Mendy Shulman, Herut Moshav’nı kuran öncüler arasındaydı ve Nechama orada dünyaya gelmişti. Doğa sevgisi nedeniyle İbrani Üniversitesinde biyoloji okudu, yüksek lisansını botanik ve zooloji üzerine yaptı. Zooloji araştırmacısı olarak aynı üniversitede çalışmaya başladı, ardından ekoloji departmanının genetik bölümünde araştırmalara devam etti.
Nechama Rivlin’in diğer bir özelliği de sanat tutkusuydu. Bilim insanı olmanın yanı sıra sanat tarihi eğitimi aldı, klasik sanattan modern sanata… Kültürel etkinliklere katılır, takdir ettiği yazar, aktör, sinema yönetmeni ve müzisyenler hakkında görüşlerini, attığı mesajlarla sosyal medyada paylaşırdı. Devlet başkanlığı konutuna yerleşmesi ile Nechama mekânın duvarlarında çağdaş sanat eserlerine yer verdi. Çocukların doğaya sevgi ve saygılarını geliştirmek amacıyla, konutun geniş bahçesinde ayırdığı bir alanda, konuk ettiği çocukların her birine ekip biçecekleri bir tarım köşesi oluşturdu.
Son on iki yıldır sağlık sorunları olmasına, burnunda oksijen sağlayan aleti taşımasına rağmen sosyal yardım faaliyetlerini hiç aksatmıyordu first lady Nechama Rivlin. Özel bakıma muhtaç çocuklara, mağdur kadınlara destek veriyor, Araplar, Yahudiler arasında fark gözetmiyordu… Neve Tirza kadın hapishanesine düzenli olarak gidiyor, onların rehabilitasyonu için çaba harcıyor, geleceğe yönelik umut vermeye çalışıyordu.
Son günlerde bir haber dikkatimi çekti gazetelerin birinde. Dalal Daud adında Arap bir mahpus kadın Neve Tirza hapishanesinden bir mektup göndermişti first lady’ye. Ama ne yazık ki o mektup sahibine ulaşamadı. Çünkü o günler Nechama Rivlin’in hastanede yaşamının son günleriydi.
Dalal Daud kendisine işkence eden eşini öldürdüğü için 25 yıllık hapis cezasının18 yılını doldurmuştu. Nechama, hapishanenin rehabilitasyon programını gözlemlemek, mahpuslardan oluşan tiyatro grubunun oyunlarını izlemek için sık sık Neve Tirza’yı ziyaret ediyor, mahpus kadınlarla bire bir görüşüyor, onlara umut oluyordu. Nechama farklı vesilelerde bir araya geldiği, derdini dinlediği Dalal Daud’a yardımcı olmaya çalışmış, cezasının kısaltılması ve serbest bırakılması için girişimlere başlamıştı.
21 Mayıs tarihli mektupta şöyle diyordu Dalal: “Sevgili Bayan Nechama, çabuk iyileşmenizi diliyorum. Çok özel bir insan olduğunuzu size söylemek istiyorum. Sizde alçakgönüllü, neşeli ve diğerlerine umut verebilen bir insan gördüm. Cinsel taciz veya şiddet kurbanı olmuş kadınlara nasıl da yardımcı olmaya çalıştığınızı gördüm. Hastalığınızın giderek ağırlaşmasına rağmen bizleri ziyarete devam ettiğinizi, yardımcı olmaya çalıştığınızı gördüm.”
Şimdi Dalal Daud ve mahpus kadınlar Nechama Rivlin’in yasını tutuyorlar. Onlar Nechama’yı gördüklerinde sadece devlet başkanının eşi olduğu için değil, dostça bir yaklaşım gördükleri için, kendilerine bir anne, bir büyükanne sıcaklığı ile konuştuğu için seviniyorlardı. Hapishane duvarlarının ötesinde kendileri için endişe eden hiç kimsenin bulunmadığını düşünürken zaman zaman bir lady geliyor ve mahpus kadınlara bir umut ışığı bulunduğunu anlatıyordu.
Devlet Başkanı Reuven Rivlin’e “Mezarınızda ne yazmasını istersiniz?” diye sormuşlar. “Nechama’nın kocası olduğumu yazsınlar” diye yanıtlamış. Doğru mu, değil mi bilmiyorum ama bu yanıt beni etkiledi, paylaşmak istedim.
Yazımın başlığını merak ederseniz… Doğru, doğduğumda bana babaannemin adını vermişler; Nechama … Sonra; ” bir çocuk için biraz ağır olacak, Nechama olsun ama biz onu Nelly diye çağıralım” demişler.
Bu değerli insanın, adaşım Nechama Rivlin’in mekânı cennet olsun...
Not: Yazımı kaleme almamdan iki gün sonra Dalal Daud’un mahkeme kararı ile serbest bırakıldığı haberini sizlerle paylaşmayı uygun gördüm…