
İçinde bulunduğumuz yılları nasıl tanımlarsınız? Bilimsel ve mutlu mu? Yoksa sefalet ve kan mı kokuyor? Geleceğe ümitle mi bakalım? Yoksa yitirilen doğanın ardından gözyaşı mı dökeceğiz?
Bugünün meseleleri Sovyet romancısı Vasily Grossman’ın yaşadıkları ve gözlemledikleri yanında bir koca hiç!
Yahudi bir anneden Berdiçev’de (Ukrayna) doğan Grossman kimya mühendisi olarak yetişti ve ilk görevlerinden biri Donbass bölgesinde kömür madenlerinde hava kalitesini kontrol etmekti. Stalin’in ‘’Hızlı sanayileşme’’ politikasının nasıl işçi haklarını hiçe saydığı ve yürütülen azami tonaj kampanyalarının nasıl hayatlarını kısa kestiğini Glückauf adlı ilk romanında anlatır.
1930’da Stalin’in başlattığı ‘’Kolhoz’’laşma (mecburi kolektif köyler) ve tahıl stoklarına el koyma kararı 1932 -33 yıllarında 4 milyon Ukraynalı küçük çiftçinin açlıktan ölmesine neden olur. Kuban ve bağlı yöreleri gezen Grossman açlık çekenlere doğrudan tanık olur, hatta treni istasyonda beklerken cama yaklaşan genç bir kızın ellerini açarak ekmek istemesini Herşey Akar romanında yazar. Kremlin’in Ukrayna köylülerinin sınıf olarak ortadan kaldırılmasını amaçlayan Holodomor (Holod=açlık, domor=öldürme) katliamından bahsetmek 50 yıl boyunca Sovyetler Birliği’nde yasaklanır.
Grossman’ın yaşadıkları ondaki ‘komünizm ideal’in çökmesine ve Parti’nin gerçek yüzünün deşifre olmasına yol açar.
İlk Bolşevik devrimini gerçekleştiren Lenin’in arkadaşları 1936-38 döneminde Stalin tarafından karşı-devrimci olarak suçlanır, kamplara gönderilir ve birçoğu kurşuna dizilir. Sovyetlerin Nazi Almanya’sı karşısında askeri açıdan zayıflaması Vasily Grossman’ın daha sonra yazacağı büyük eseri Yaşam ve Kader’in (Life and Fate) bazı bölümlerine kaynak olur.
Stalin, Hitler ile 1939’da Ribbentrop-Molotov adıyla anılan ‘‘Saldırmazlık Anlaşması’’na onay vererek Nazi Almanya’sının Batı’ya yönelmesine ve Belçika, Hollanda ve Fransa’yı işgal etmesine olanak verir. Ayni sözleşme Sovyetlerin ve Almanya’nın Polonya’yı istila etmelerine ve paylaşmalarına da açık kapı bırakır.
Bu gelişmeleri endişe ile izleyen İlya Ehrenburg (Sovyetler’in en tanınmış muhabiri) işgal altındaki Paris’ten gönderdiği mesajlarda Moskova’yı gelecek tehlikeye karşı uyarır. Grossman bu esnada 1nci Dünya Savaşı’nı konu eden Stepan Kolchugin adlı destan romanı yayınlamakla meşguldür. Bu eserinde sansür baskısına rağmen savaşların bitmediği ve yeniden başlamakta olduğu temasını işler.
Uyarılar gerçekleşir ve Hitler’in komandoları (Einsatzgruppen) 15 Mayıs 1941’de Sovyetler Birliğine saldırırlar.
Stalin şaşkındır! Nazilerin Rusya’ya savaş açacaklarına ihtimal vermemiştir. Kızıl Ordu’nun en deneyimli generalleri Gulag kamplarında çürümekteler. Almanlar hızla ilerler ve işgal altındaki topraklarda Yahudileri imha etmeye koyulurlar. Berdiçev’de Grossman’ın annesi de toplanıp bir çukur kenarında öldürülenler arasındadır, fakat gerçek ancak savaşın bitiminden sonra ortaya çıkar.
Vasily savaş muhabiri olarak Sovyetler’in Hitler ordularını durdurdukları Stalingrad muharebesini (1942 Yazı) doğrudan izler ve yazıları Kızıl Yıldız dergisinde yayınlanır. Yaşam ve Kader’de bahsedildiği gibi Sovyet askerleri artık Stalin’den korkmazlar, önlerinde daha onurlu kahramanlık ölüm ve menkibeleri vardır.
Grossman’ı savaş boyunca gördüğü tüm ıstırap, açlık ve katliamlardan fazla etkileyen Kızıl Ordu ile birlikte girdiği Treblinka ölüm kampından ilk gözlemleridir. Hitler’in Yahudiler için uygulamakta olduğu ‘’Son Çözüm’’ burada fiilen iş başındadır: Gaz odaları, cesetlerin çukurlarda yakılması, havadaki keskin yanmış et kokusu…
Savaştan sonra dahi Stalin’in paranoyası devam eder. Her yönde ihanet arar. Sovyetler’in en tanınmış Yahudi doktorlarını mahkum ettirir, hapseder veya kurşuna dizer.
Grossman tüm bu olayları yakından takip eder ve Yaşam ve Kader’e aktarır. Vardığı sonuç: Totaliter yönetim ve neden oldukları sefaletler bakımından Naziler ve Sovyet Komünistleri arasında fark yoktur.
Tüm bu süreçte insan sevgisi, merhamet ve yardımlaşma unsurlarının yok olmadıklarını ve sonunda galip çıkacakları tezini işler.
Yaşam ve Kader, 1950 sonlarında bitirilir, fakat bir türlü baskıya verilmez. Gazeteler, yayınevleri, hatta Parti ‘’orayı, burayı değiştir’’ diyerek Grossman’ı oyalar. Partinin lideri Kruçev’e yazar. Sonuçta ideolog Suslov tarafından çağrılır ve eserin ‘’hapsedildiğini’’ öğrenir. ‘’Bu kitap düşmanlarımızın nükleer bombalarından bile daha tehlikelidir ve 250 yıl boyunca okunamaz’’ derler.
Yaşam ve Kader’in bir nüshası Batı’ya kaçırılır ve 1980’de İsviçre’de orijinal Rusça yayınlanır. Fakat aynı yıllarda Solyenitsin’in Gulag Arşipeli’nin gölgesinde kalır. İngilizce’ye tercüme edildikten sonra 2000’lerde yaygınlaşır ve dünya şu sonuca varır:
Leo Tolstoy’un Savaş ve Barış’ı 19. yüzyıl için ne önemdeyse, Grossman’ın Yaşam ve Kader’i de 20. yüzyıl için aynı değerdedir.
Grossman 1964’de öldüğünde büyük eserinin yayınlanıp yayınlanmayacağını henüz bilmiyordu. Yazarın ve eserlerinin etkileri her geçen yıl daha çok keşdediliyor ve milyonlarca okuyucuya 20. yüzyılın felaketlerinin tanığı olarak sesleniyor.
Not: Tüm bilgiler Alexandra Popoff’un Vasily Grossman and the Soviet Century adlı kitabından ve diğer kaynaklardan alınmıştır
