Eğer bugünkü trendler devam ederse, 20 sene sonra Yahudilerin çoğunluğu İsrael’de yaşıyor olacak.
Kaynak: JNS, Gary Schiff
Çeviri: Betsy Penso/Avlaremoz
Dünya’nın çoğunluk Yahudi nüfus merkezine sahip olan Amerika Birleşik Devletleri ve İsrael’in demografik eğilimleri arasında ciddi farklar mevcut. Yeni veriler ABD için, Yahudi nüfusunun büyük bir bölümünün İsrael’e geçişi de dahil olmak üzere gelecek sorunları gösteriyor. Büyüyen nüfusu ile İsrael de zorluklarla karşı karşıya.
Eğer eğilimler devam ederse, 20 sene içerisinde dünyanın Yahudi nüfusunun çoğunluğu İsrael’de yaşıyor olacak. ABD’nin nüfusu totalde düşecekken, büyük toplumlar halinde yaşayan tutucu Yahudi nüfusu ise artış gösterecek. Bununla birlikte, demografik projeksiyonlardaki büyük bir hata, bireylerin tarihin seyri üzerindeki etkisini hesaba katmamalarıdır.
İlk olarak eğilimlerle başlayalım.
ABD nüfusunun genel oranı, bir süredir düşüş eğilimindeydi. Bu oran Birleşik Devletler Hastalık Kontrol Merkezi’ne göre artık 1,7, ki bu da açıkça nüfus değişimi için gerekli sayıdan düşük. ABD’de son 30 yıl içerisindeki en düşük doğum oranı 2018 senesinde gerçekleşti.
Nüfus değişimi aile ve dini sebepler için önemli olduğu kadar, ekonomik sebepler için de önemlidir. Özellikle bir milleti tamamen desteklemek için önemlidir, hiç değilse, vergi üzerinden yaşlanan bir toplumu destek sağlamak için. Ayrıca, March of Dimes’ın yakın tarihli bir çalışmasına göre, geçtiğimiz sene ABD’de yeni doğumların yüzde 43’ü, çoğu bekar olan Medicaid yardımı alan annelerdi. Eğer doğum oranlarında veya göçlerde dramatik bir değişiklik olmazsa, ABD nüfusu 20 sene sonra muhtemelen daha az ve daha fakir olacak.
ABD’de yaklaşık 5,7 milyon Yahudinin yaşadığı tahmin ediliyor. Bu sayının çoğunluğu Ortodoks olmayan Yahudilere ait. Ortodoks olmayan Yahudi nüfusunun kendini yenileme oranı ise genel ABD’deki nüfus yenileme endeksinden bile daha düşük, hele Yahudi olmayan biri ile evlenme oranı %44 kadar düşükken %72’ye kadar yükseldi. (Yahudi olmayan evliliklerde Yahudi geleneklerinin korunma yüzdesi ise oldukça düşük.)
[…]
Eğilimler devam ederse, ABD’deki total Yahudi nüfusu önümüzdeki 20 sene içerisinde azalacak ve daha sonra tutucu ailelerin yüksek doğum oranları sebebiyle tekrar yükselmeye başlayacak. Belki 50 yıl sonra, eğilimler devam ederse, ABD bugünkü Yahudi nüfusuna tekrar ulaşacak. Ancak bu Yahudiler daha tutucu olacak ve büyük topluluklarda toplaşmış olacak.
İsrael’de, Ettinger Raporu yakın zamanda Yahudi nüfusunun 7 milyon civarında gezindiğini gösterdi. İsrael’in Merkezi İstatistik Bürosu’nun son raporuna göre, Yahudi İsraelli doğum oranları hem Sefarad hem Aşkenaz, tutucu olmayan, geleneksel ve dindar ailelerde artıyor. Harediler arasında ise doğum oranı azalmasına rağmen hala çift başına 6,7 çocuk düşüyor. Tüm Yahudi nüfus yenileme sayısı ise 3,1 ve artış gösteriyor.
Bugün İsrael’in %50,1’i Sefarad. 20 sene sonra Sefarad ve Aşkenazlar arasında yaşanacak karışık evlilikler sebebiyle bu ayrımı ve sayımı yapmak pek mümkün olmayacak.
Bunun yanında, İsrael’deki Yahudi Ajansı bu sene Dünya’nın farklı yerlerinden İsrael’e 30.000 Yahudi’nin aliya yaptığını ve bunun geçen seneden %5 daha fazla olduğunu bildirdi. İsrael’e geri dönüş yapanların pek çoğu Rusya, Ukrayna ve Fransa’dan olmakla birlikte, 100’den fazla ülkeden aliya gerçekleşiyor ve bu insanlar arasında 80 farklı dil konuşuluyor.
Ettinger Raporu’na göre, Yehuda ve Şomron’un (Tercümanın notu: Batı Şeria’nın) dahil edilmesiyle, Araplar İsrael nüfusunun üçte birini oluştururdu. Ancak rapor önemli oranda dışa göç verildiğini ve Arapların doğum oranlarında düşüş gördüklerini (her ne kadar hala çift başı 3 çocuk oranı görülse de) belirtmiş. Rapor ayrıca Arapların fazla sayılma ve birden fazla sayılmış olma ihtimali olduğunun altını çizmiş.
Herhangi bir nüfus tahmini türündeki zorluk, bireylerin etkisini göz ardı etmemekten geçiyor. 1875 senesinde çalışılmış bir Yahudi nüfusu tahmini dünyada çoğu, belki %75’inin Doğu Avrupa ve Rusya’da geri kalanının Ortadoğu ve İran’da olacağı 10 milyon Yahudiye işaret ediyordu. Öngörülen Yahudi nüfusu gelişimi sadece bu iki bölgedeki doğum oranları göz önünde bulundurularak yapılmıştı.
Kim Lenin veya Stalin’in etkisini tahmin edebilirdi, veya Hitler’in yükselişini? Tam tersi şekilde, kim Theodor Herzl isimli bir gazete muhabirinin etkisini tahmin edebilirdi?
Kim 1950’de Lubavitcher Rebbe, Rabbi Menachem Mendel Schneerson’ın ve diğer bağlı olmayan Yahudileri tekrar toparlamaya çalışan hareketleri öngörebildi? (Sadece İsrael’de tahminen 300.000 Yahudi bir şekilde Yahudiliği gözlemeye geri döndü.)
Kimse milyonlarca Yahudinin Arap topraklarından İsrael’e dönüşünü öngördü?
Peki ya İran’da Aytullahların yükselişine ve pek çoğunun soyu Mordehay ve Ester’in zamanına dayanan İranlı Yahudilerin kovuluşuna ne dersiniz? Kimse bir Holywood aktörünün ABD Başkanı olup Sovyet Komünist imparatorluğuna başarılı bir şekilde meydan okuyabileceğini, ve bunun en sonunda bir milyon civarında Rus Yahudisini İsrael’e geri getireceğini kim öngörebilmişti? Kim Pastor John Hagee’nin Amerika’daki etkisini ve dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca Hristiyana İsrael’i ve Yahudilerin İsrael’e dönüşünü desteklemek konusunda ilham vereceğini tahmin edebilirdi?
Cennetteki güçlerin halkımızı İsrail’e geri yönlendirmek için bu çabalarla nasıl etkileşime girdiği henüz belli değil, ancak bu ve diğer pek çok kişinin Yahudi demografik yolunu değiştirdiği açık.
Bugünkü nüfus artış oranları önümüzdeki 20 senede, Yahudi nüfusunun İsrael’de 9 milyona ulaşırken ABD’de 5 milyonun altına düşeceğini gösteriyor. Hükumet ve ruhani liderler ABD’nin genelindeki nüfus değişim oranını etkileyecekler mi? ABD, Kanada ve İngiltere’deki antisemit liderler geleneksel güvenli cennetlerden İsrael’e yapılacak aliyaları tetikleyecek mi? ABD’deki sempatik liderler, kuruluşlar ve güçler Yahudileri korumaya ve İsrael’i desteklemek konusunda etkili olmaya devam edecekler mi?
Hiç kimse önümüzdeki yirmi yılın Amerika, İsrail ve Yahudi halkı için nasıl gelişeceğini tahmin edemez, ancak Vaat Edilmiş Topraklar’daki “toplanma”nın devamının durmadan devam etmesi muhtemel görünüyor. Sadece bu toplanmanın olabildiğince barışçıl bir şekilde gerçekleşmesini umabilir ve dileyebiliriz.