Uzun ve heyecanlı bir hazırlık sürecinin ardından Eurovision Şarkı Yarışmasına ev sahipliği yapan İsrael, bu etkinlikten alnının akı ile çıktı. Yarışmayı izleyen 200 milyon seyirci, organizasyonda kullanılan ileri teknolojiye, ışık oyunlarına, sempatik sunucuların yeteneklerine, programın zenginliğine, müzisyenlerin tanıtım filmlerinin çekildiği İsrael’in farklı yörelerine, performansı çok başarılı olmasa da Madonna’nın mini bir konserle katılmasına, İzlanda grubunun Filistin bayrağı açıp yarışmaya siyaset karıştırma çabasına rağmen, müziğin birleştirici gücüne tanık oldu.
Böylelikle İsrael, ülkenin güzel yüzünü yansıtırken her şeyin en iyisini yapmaya yetkin olduğu mesajını da tüm dünyaya verdi. Bana sorarsanız İsrael dünyaya en anlamlı mesajını yarışmanın iki gün öncesinde, Eurovision yarı finalinin ikinci bölümünde verdi. Finale kalan ülkelerin ilan edilmesinden önce sahneye çıkıp “A Million Dreams” adlı şarkıyı seslendiren Shalva topluluğu tüm yarışmacılardan fazla alkış aldı, binlerce kişi onları ayakta alkışladı, dünya seyircisini derinden etkileyerek adeta duygusal bir fırtına gibi esti.
Kimdi bu Shalva topluluğu? Kızlı, erkekli sekiz engelli müzisyen… Grubun solistleri kadife sesli iki genç kız da görme engelli. Fransa göçmeni Anabel ile Hindistan göçmeni Dina… Çeşitli müzik aletleri çalan Tal, Yosef, Yair down sendromlu gençler… Piyanistleri Guy, görme engelli bir müzik akademisi mezunu. Gitarist Sara sosyal hizmette yaptığı askeri görevi sırasında bu toplulukla çalışmaya gönüllü oldu. Ve grubun kurucusu, müzikal yönetmeni Shay Ben Sason… Tsahal’in seçkin bir kıtasında yer alıyordu, askeri bir operasyonda ağır yaralandı. Rehabilitasyonu sürecinde müziğin toplumun farklı kesimleri arasında birleştirici bir köprü olabileceğine inandı ve Shalva grubunun temelini attı.
İsrael seyircisi Shalva’yı, bu yıl ülkeyi Eurovision’da temsil edecek müzisyenin seçileceği ve birkaç ay süren “Ha Kohav Ha Baa Le Eurovision / Eurovision’un gelecek yıldızı” adlı yarışma programında tanıdı. Müzik kaliteleri, cesaretleri, sevimli ve insancıl halleri ile Shalva kısa sürede dikkat çekti hatta finale kaldı. Herkes onları çok sevdi, jüri üyeleri, diğer katılımcılar, TV seyircileri… İsrael’i Eurovision’da temsil edecek grup belki de onlar olacaktı. Oysa Shalva yarışmadan çekilme kararı aldı. Çünkü hepsi dinine bağlı, Şabat’ı gözeten gençlerdi. Şabat çıkışı gerçekleşen Eurovision töreni öncesi zorunlu hazırlıklar, provalar Şabat’ın gereklerini ihlal etmelerine sebep olabilirdi. “İyisi mi, biz çekilelim, buraya kadar gelmek dahi bizim için büyük başarı zaten” dediler.
Shalva’nın seçmelerden çekilmesi, yarı finalde, Avrupa’nın en önemli sahnesine çıkıp seslerini milyonlarca seyirciye duyurmalarına engel oluşturmadı. Erkekler siyah kostümleri, kızlar bembeyaz kıyafetleri içinde “A Million Dreams”i seslendirmelerinden önce solist Dina görme engellilere özel Braille yazısı üzerinde parmağını gezdirerek okuduğu sözcüklerle şöyle seslendi seyircilere: “Birlikte hayal ettik ve işte şimdi hayal edebildiğimiz en büyük sahnenin üzerindeyiz. İnsanlar ne derlerse desinler, hayal etmekten asla vazgeçmeyin…”
O engelli gençlerin kendilerini yetiştirmeleri, bu düzeye erişmeleri kolay olmadı, çok uzun ve özverili çalışmalar gerektirdi. Bu çalışma süreci onları birbirlerine bağladı. Nitekim Dina ve Anabel şarkılarını el ele söylediler sahnede, aynı heyecan, aynı kader birliği içinde… Şarkılarını tamamladıklarında seyirciler onları ayakta alkışlarken Tal, Yosef, Yair, Gay, Sara, Anabel, Dina, Shay birbirleri ile kucaklaşıyorlardı, çocuklar gibi safça, birbirlerine yumularak, neşe içinde…
“Hayal etmekten asla vazgeçmeyin… “ Ve şimdi linki tıklayıp, yarı final gecesine dönerek Shalva’dan “Million Dreams”i dinlemeye ne dersiniz?