top of page

Kişi özgürlüğü /Toplum Çıkarları... Denge  Nerede ?


Toplumsal Derecelendirme:

Önümüzdeki yıl Çin’de yürürlüğe girecek bir kanunu, belki de en iyi, bu isimle tanımlayabiliriz.

Toplumsal derecelendirme... Kanunun getirdikleri şunlar:

2020 yılından itibaren her Çinli kanunlara uyma oranı, satın aldıkları, ekonomik durumu ve arkadaşlık ettiği kişiler göz önüne alınarak derecelendirilecek.

Ve bu derecelendirmeye göre de nerede oturabileceği, nerelerde çalışabileceği hatta nasıl bir sağlık hizmetinden faydalanabileceği tespit edilecek.

Toplumsal derecenizi yükseltmek mi istiyorsunuz?

Çöplerinizi geri dönüşüme hazırlanacak şekilde ayırıp belirli yerlere atacaksınız, mümkünse yerel yöneticileri birkaç övgü sözüyle şımartacaksınız (facebook hesabınızda), ve tabii ki sosyal medyada ‘’doğru’’ arkadaşları seçeceksiniz.

İnternette alacaklarınıza dikkat etmekte de yarar var.

Malum bilgisayar oyunları sizi tembelliğe teşvik edeceğine göre, siz siz olun bunları bırakıp internetten çocuk bezi veya iş ayakkabısı gibi lüzumlu gereçleri satın almaya bakın.

Toplumsal derecenizi düşürecek suçları da kolayca tahmin edebilirsiniz. Sahtekarlık, yalan beyanat, vergi kaçırma büyük suçlar arasında. Daha ufakları da var tabii. Trende başkasının yerine oturmak, köpeğinizi tasmasız gezdirmek, kırmızı ışıkta geçmek ve hatta ebeveynlerine ziyaretlerinizi aksatmak.

Derecelendirmenin bazı ‘’havuç ve sopaları’’ da şöyle:

Sopalar: İstediğiniz lokantaya kabul edilmemek, çocuklarınızın istediğiniz okula kayıt olamamaları ve en kötüsü de -Tanrı muhafaza- hızlı internetten mahrumiyet.

Havuçlara gelince: Depozito ödemeden oto kiralama, umumi kütüphaneden yararlanabilme, vs.

Bu kanunun bir derece daha yükseği Çinin sadece bazı şehirlerinde uygulanacak. Şöyle ki bir bilgisayar uygulaması sayesinde bulunduğunuz konumun 500 metre içerisindeki her şahsın kredi derecesini ve vergilerini ödeyip ödemediğini de bilmeniz mümkün olacak ve dilerseniz, bu kişileri yetkililere ihbar edip etmemek de sizin kararınıza kalacak.

Tabii bu kanun ve uygulamalar ister istemez ‘’Big Brother’’ realite programlarını hatırlatıyor. Toplumsal açıdan baktığınızda, daha iyi bir topluma yol açma olasılığı pek fazla. Ancak karşılığında kişi özgürlüğünün zedelendiği de apaçık.

Gelelim bu durumun tam tersine.

Geçtiğimiz günlerde Tel Aviv polisi bir şikayet alıyor.

Bir apartmanın zemin katındaki bir dükkan sahibi, üst katlardan gelen devamlı bir su akışından şikayetçi ve polisin yardımını istiyor.

Polis, beraberindeki uzmanlarla birlikte operasyonu yürütüyor ve suyun geldiği kat tespit ediliyor. Kapı çalındığı halde bir türlü açılmıyor. Bunun üzerine polis, -arama emri olmadığı halde- kapıyı açıyor ve su akışına neden olan noktayı ararken, bir dolapta, bulundurulması yasak miktarda marihuanaya rastlıyor. Kanunlara göre böyle bir miktar esrar satıcılığı suçu kapsamına giriyor.

Üstleriyle yaptığı istişare sonucunda, polis, ev sahibini eve döner dönmez tutukluyor ve tabii haklarını kendisine kanuna uygun bir şekilde tebliğ ediyor.

Tutukluya ilk soruşturmayı yapan yargıç, polisin hukuki arama emri olmadığı için, tutuklamanın kanunsuz olduğuna hükmediyor ve muhtemelen bu yüzden de bu kişi yargılanmadan serbest kalacak. Sözü geçen gerçek bir olay…

Konunun önemini vurgulamak için, bir adım öteye giderek şöyle bir dramatize senaryo kuralım. Polis yine aynı nedenlerle eve giriyor, su kaçağını ararken dolabın birinde iki tabanca, bir el bombası ve bir diğer dolapta da bir kilisenin planlarını buluyor.

Gelin şimdi bu olayı kanun/ vicdan ve kişi özgürlüğü/ toplum yararı açısından kısaca irdeleyelim.

Kanun açısından, arama emri olmadan, dolapta marihuana -veya tabanca, el bombası- bulunması, kişiyi suçlu konumundan çıkartıyor.

Kişi özgürlüğünün tavan yaptığı yer.

Öte yandan vicdani ve toplumsal açıdan düşündüğünüzde, bu kişi mahkemeye çıkartılıp suçlu olduğu tesbit edilebilse belki de aralarında sizin de, benim de çocuğumun, torunumun olabileceği yüzlerce gencin uyuşturucuyla zehirlenmesi önlenebilecek. Veya senaryomuzdaki gibi bir teröristin kiliseye girip onlarca -veya Sri Lanka’da olduğu gibi belki de yüzlerce- masum insanı öldürmesine mani olunabilecek.

Siz yelpazenin neresinde yer alıyorsunuz?

Kişi özgürlüğü mü, toplum çıkarı mı?

Kuru kanun mu, vicdan ve mantık mı?

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page