Dünyanın en huzursuz bölgesi Ortadoğu bir seri politik çıkmazın içinde boğuşurken dünyanın nelerle ilgilendiğine bir göz atalım bu hafta.
Ortadoğu’nun taaa uzaklarında Kanada diye bir ülke var. Genç başbakanı Trudeau, ülkesinin ve dünyanın yarınını düşünüyor. Ve çevre kirliliğine karşı gerçek, somut tedbirler alıyor. Bu seneden itibaren Kanada’nın herhangi bir yerinde, tekrar edeyim, herhangi bir köşesinde çevreyi kirletmenin bir bedeli var. Çevreyi kirletmenin, türüne göre, bir fiyatlandırması var. Doğal olarak kişi veya şirket, iyi niyet bir yana, cebine dokunduğu için, çevreyi kirletmemek için azami gayreti sarf edecek. Model İsveç’te 1991 yılında devreye girmiş, o zamandan bu yana İsveç ekonomisi yüzde altmış gelişme gösterirken, gaz emisyonları da yüzde yirmi beş oranında düşme göstermiş.
Ortadoğu’ya ne zaman gelir bilemem ama modelin dünya çapında giderek ivme kazanacağı muhakkak.
xxx
Dünyanın pek çok bölgesinde açlığın halen sürdüğü hepimizin malumu… Monsanto şirketinin teknolojiden sorumlu müdürü Robert Fraley’nin ifadesine göre, genetik olarak değiştirilmiş ekinlerde meydana gelen gelişmeler sonucunda 2050 yılında gıda arzı bir yandan bugüne oranla ikiye katlanırken, öte yandan bu miktar için gereken tarım alanı yarıya inecek!
Dilerim bu gelişmeler bir an evvel Afrika kıtasına da ulaşır.
xxx
Kaiser Permanente adında bir şirket, ‘’Big Data’’ konseptini sağlık hizmetlerinde kullanmaya başlayan öncü şirketlerden biri.
Big data verilerinden hareketle bugün kanser hastaları daha etkin tedaviler görebiliyor, bulaşıcı hastalıkların yayılması “gerçek zamanda” önlenebiliyor.
Kaiser şirketinin çalışma alanı ise akıl hastalarına yönelik. Yine bu tür hastaların veri tabanlarını kullanarak, onların kendilerine zarar verecek eylemlerde veya intihar teşebbüslerinde bulunmalarını yine “gerçek zamanda” önlemeyi başarıyor. Bu konulardaki çalışmalar ilerledikçe muhtelif potansyel hastalıkların daha ortaya çıkmadan önlenmeleri veya ilk evrelerinde tespit edilerek daha etkili bir tedavi olanağının doğması mümkün kılınacak.
xxx
Yine çevreciliğe dönersek, dünyamızın son zamanlarda iklim değişikliğine bağlı muhtelif doğal afetlere maruz kaldığı bildiğimiz bir gerçek. Ekolojik denge bozuluyor, deniz seviyesi yükseliyor, buzullarımız eriyor, CO2 emisyonları, ozon delikleri artıyor, kısacası hemen harekete geçilmezse dünyayı karanlık bir gelecek bekliyor. Ama buna karşılık iyi haberlerimiz de var.
Yerküremiz bir ‘’sürdürülebilirlik devrimi’’ arifesinde aynı zamanda. Nedenleri birden fazla… Enerji ve malzeme tasarrufunu mümkün kılan teknolojik gelişmeler, yenilenebilir enerji türlerinde yeni başarılar ve bunların depolanmasındaki üstünlükler, tarım, sulama ve geri dönüşüm konularındaki inanılmaz ilerlemeler. Yaşadığımız asırda, yirminci yüzyıldaki hesapsızca kaynak harcamalar ve dünyayı kirlettiğimizi fark etmediğimiz, -veya fark edip de umursamadığımız- zamanlar geride kalacak, ve yeni doğan nesil sürdürülebilirlik konusunda bizden çok daha sorumlu davranacak gibi.
Bu konuda büyük çaba sarf eden sivil toplum kuruluşlarından biri olan ‘’Climate Reality Project’’ in başında hepimizin tanıdığı, ABD’ nin kırk beşinci Başkan yardımcısı ve kırk altıncı Başkan adayı Al Gore var.
Xxx
Nakit para kullanımı tüm dünyada giderek sınırlandırılıyor. Amaç; Kara parayı önlemek veya azaltmak (ve bu suretle biraz da silah, esrar ve seks işçileri ticaretlerine darbe vurmak).
Ancak çok yakında bunun da bir adım ötesine geçilecek ve merkez bankaları ‘dijital para’’ basmaya yetkili olacaklar. Bu paraları nasıl kullanacağız bilmiyorum ama (evet ben de bitcoin milyoneri olamamışlardanım!) yakın gelecekte öğrenip uygulayacağımıza inancım tam. Halen Kanada, Çin, İsveç ve Uruguay merkez bankaları bu konuda çalışmalarını sürdürüyorlar. IMF başkanı Bayan Lagarde bu gelişmeleri teşvik edenlerin başında geliyor.
xxx
CRISPR-Cas9
Bir kod görünümü veren bu isim aslında bir organizmanın DNA’ini değiştirmekte kullanılan bir araç. İlk uygulamaları genetik hastalıkların tedavisinde, kanserle savaşacak yeniden programlanmış bağışık hücrelerin üretilmesinde, organ nakillerinde ve hatta besleyiciliği arttırılmış ekinlerin yetiştirilmesinde.
Ancak uygulamalar burada sınırlanamayınca, teknoloji dışı ciddi sorunlar doğuyor. Örneğin bu sistemin insan embriyolarının değiştirilmesinde kullanılabilmesi beraberinde pek çok etik ve hukuki sorunu da getiriyor. Bu sorunların henüz karara bağlanmaması nedeniyle pek çok ülke bu embriyolarla ilgili uygulamayı yasakladı.
Buna rağmen 2018 yılında Çinli bir bilim adamı CRISPR tarafından düzenlenmiş ilk bebeğin doğumunu açıkladı.
İnsanların ezici çoğunluğunun bu olayı doğaya kabul edilemez bir müdahale olarak gördüğü kesin. (Düşünün ki laboratuvarlar binlerce Hitler veya Stalin genli bebekler üretebilecek!)Bir yandan sağlığımıza son derece faydalı gelişmeler getirebilecek bu buluş, öte yandan insanlığın geleceği için bir kâbus olabilme özelliğini de taşıyor. Bilim adamlarını, hukukçuları, devlet liderlerini ve toplum önderlerini çok ciddi olarak düşünülmesi gereken sorunlar bekliyor.
Özetlersek, Ortadoğu’nun politik bataklığında değişen fazla bir şey olmasa da, Başkan Trump’ın uzun süredir borazanlarla promosyonunu yaptığı ‘’Yüzyılın Antlaşması’’ yöredekileri fazla heyecanlandıramasa da, dünyamız çok önemli
evrimlerden geçiyor ve değişik bir yaşam biçimine doğru hızla yol alıyoruz.