Geride bıraktığımız günlerde Ariel’de gerçekleşen terör saldırısı, Hamas roketinin Kfar Saba’ya dek ulaşması hepimizi derinden etkiledi ve endişelendirdi. Bu karamsar ortamdan bir nebze uzaklaşmak için bu yazımda hafif, sevimli ve müzikal bir konuya değinmeyi tercih ettim. Evet, bildiniz… Yazımın konusu Eurovision şarkı yarışması… Ancak ben 18 Mayıs’ta Tel Aviv’de düzenlenecek yarışmadan değil, geçmiş senelerde beni etkileyen, iz bırakan Eurovision anılarına değinmek istiyorum bu yazımda.
Düzenlendiği 1956 yılından beri Eurovision şarkı yarışmasında sanatçıların kıyafet tasarımlarına büyük önem verildi, sahnede giydikleri parlak, süslü, dramatik, teatral kıyafetler her zaman ilgi çekici oldu. Geçmiş yarışmalar bazen şarkılarla değil, sanatçıların çarpıcı giysileriyle hafızalarımızda yer etti. Örneğin Abba topluluğunun 1974 yılında “Waterloo” şarkısını sunarken sahne giysileri, Almanya topluluğu elemanları Dschinghis Khan’ın 1979’da giydikleri kostümler, 1998’de Dana İnternational’ın rengârenk uçuşan tüylerden yapılmış Jean Paul Gautier tasarımı kıyafeti, 2007’de Ukrayna temsilcilerinin gümüş rengi parlak kıyafetleri Eurovision tarihinin unutulmaz görüntüleri arasında yerlerini halen koruyorlar.
46 yıldır Eurovision’a katılan İsrael’i temsil eden sanatçılar da üç dakikalık sahne performansında giydikleri kıyafetlerle dikkat çekmeye çalıştılar. Katıldıkları ilk yıllarda giysi tasarımlarında, Hippi Çiçek Çocukları etkisinin dokunuşları ile aynı zamanda İsrael’in havasının yansıtılmasına özen gösterildi. Daha sonraki yıllarda İsraelli tasarımcılar çağdaş ve evrensel çizgileri tercih ettiler.
Geriye baktığımızda, farklı yıllarda Eurovision yarışmalarında İsrael’i temsil etmiş sanatçıların sahneye çıktıkları kıyafetlerin anlamlı, unutulmaz veya en azından anımsanmaya değer öyküleri olduğunu görüyoruz.
İlk aklıma gelen, 1973 yılında İlanit’in “Ey Sham” şarkısı ile Lüksemburg’da gerçekleşen yarışmadaki görüntüsü… Münih’te İsraelli sporcuların katledilmesinden sadece yedi ay sonra… İlanit’in elbisesi renkli, geniş, çizgili, kolları da giderek genişleyen bir kesimdeydi. Elbisenin kesimi o denli genişmiş ki, İlanit’in kıyafetinin içine kurşungeçirmez yelek giydiği asılsız dedikoduları da yayılmıştı. Rosie Ben Yosef tasarımı olan elbisenin kumaşı Bedevi kadınlar tarafından özel olarak dokundu. ”Bana kıyafetimin İsrael’i anımsatması gerektiğini söylemişlerdi” diyen İlanit’in elbisesi yarışma sonrasında kapışılmış. Çizgili elbise şimdi Fransız bir yapımcının eşinin dolabında yer almakta.
1978 yılında Fransa’ya doğru uzandığımızda İzhar Cohen’in Alfa Beta grubu eşliğinde seslendirdiği “Abanibi” şarkısını unutmuyoruz tabii ki. Sahnede tüm grup üyelerinin beyazlara büründüğünü, İzhar Cohen’in kıvırcık saçları ile Yemenli bir Michael Jackson izlenimi yarattığını da anımsıyoruz. Bembeyaz giysilerin tasarımcısı o dönemde kariyerinin çok başında olan Dorin Frankfurt’tu. Dorin Frankfurt’un, disco ile kibbutzlu İsraelli trendini harmanlayarak, giderek genişleyen beyaz pantolon ve parlak gömlek giydirdiği İzhar Cohen ve şarkısı “Abanibi” o yıl Eurovision birincisi oldu.
İsrael bir yıl sonra, 1979’da, Gali Atari & Halav Udvash topluluğunun seslendirdiği “Halleluya” ile ikinci kez yarışmanın birincisi oldu. Kıyafetlerinin tasarımcı Dorin Frankfurt’tu yeniden. Halav Udvash topluluğunun beyaz elegan kostümlerini kelebek şeklindeki renkli kravatları süslerken, Gali Atari’nin etekleri işlemeli elbisesi sanatçının kökenine de uygun olarak Yemenli kadınların geleneksel kıyafetlerinde sıkça kullandıkları açık mor rengindeydi.
Dorin Frankfurt’un Eurovision için giydirdiği diğer bir sanatçı, 1983’de “Hay” şarkısı ile Munich’te ikincilik kazanan Ofra Haza oldu. Dorin Frankfurt, şarkının “Hay hay hay … Am İsrael Hay … Ani od hay / Ben hala yaşıyorum” sözlerinin Almanya’da yankılanacağını düşündüğünde kullanacağı rengi seçmekte zorlanmadı. Refakat eden koro elemanlarını – Yahudilerin bir zamanlar kollarına takmak zorunda bırakıldıkları sarı yıldızı anımsatan- parlak sarı renkte, Ofra Haza’nın pantolon ve tuniğini adeta bir kuğu kuşu misali bembeyaz renkte tasarladı. Dorin Frankfurt bu seçimi yapmasının nedenini şu sözlerle açıklamıştı: “Sarı rengin yeniden merkezde olması gerekiyordu. Fakat bu kez yenik değil, kazanan olarak… Ayrıca sarı, İsrael’in güneşini ve ayçiçeklerini anımsatacaktı…”
Bu güzel şarkının sözlerinin yazarı Ehud Manor, Ofra Haza’nın İkinci Dünya Savaşından 38 yıl sonra Almanya’da sahnede “Am İsrael hay” sözlerini seslendirmesinin aşırı heyecan verici olduğunu itiraf edecekti.
Yılları hızla atlayarak 1998’e geldiğimizde, Dana İnternational “Diva” şarkısı ile ülkesini İngiltere’de temsil etti. O yıla dek tüm İsraelli sanatçılar mavi-beyaz tasarımları seçerken, Dana soyadının uluslararası anlamına uygun olarak, dönemin en ünlü Avrupalı moda tasarımcısını, Jean Paul Gautier’i tercih etti. Birmingham kentinde gerçekleşen Eurovision yarışmasında Dana şarkısını sunarken Galit Levi’nin tasarımı simetrik olmayan bir elbise giydi, birinciliğinin ilan edilmesinin ardından şarkısını seslendirmek üzere yeniden sahneye Gautier’nin rengârenk tüylerin uçuştuğu çarpıcı ve unutulmaz tasarımı içinde çıktı.
Geçtiğimiz yıl “Toy” şarkısı ile İsrael’e birincilik getiren Neta Barzilay’ın sahne kıyafetleri tüm sınırları zorladı. Ama anlaşılan çok sevildi ve benimsendi. Kanıtı ortada… Birkaç gün önce kutladığımız Purim bayramında çok sayıda küçüklü / büyüklü, genellikle şişmanca birçok kızın Neta’nın kıyafetine büründüğüne tanık olduk. Etrafta bir dolu Neta’lar dolaştı…
Bu yıl Tel Aviv’de gerçekleşecek Eurovision yarışmasında “Home” adlı şarkısı ile ülkeyi temsil edecek Kobi Merimi’nin kıyafet tasarımını henüz bilmiyorsak da, seçmelerde sahne aldığı tarzda ciddi ve zarif pantolon ceket takımı olacağı kesin…
Merimi’den birincilik beklemiyoruz ama yine de kendisine iyi şanslar dileyelim…