Bu şabat okuyacağımız Vayikra (ויקרא) peraşası Tora’nın üçüncü kitabının başlangıcıdır. İbranicede Kohenlerin ilkeleri (תורת הכהנים) ve Avrupa dillerinde Levilerin Kitabı (Leviticus) olarak bilinir. Kitabın en belli başlı konusu Mişkan ve Bet-Amikdaşta yapılan kurbanlardır.
İkinci Bet-Amikdaş’ın yıkılması ile, kurban kavramı, yahudilikte sadece teorik bir öğrenim konusu olarak kalmıştır. Mişna ve Talmud’un “kadaşim” (קדשים) bölümü (altı bölümden beşincisi) bu teorik öğrenimin temelini teşkil eder. Bilindiği üzere, biz yahudiler, ikibin seneye yakın bir dönemdir, 613 emrin 142isini içeren, kurban emirlerinin hiçbirini yerine getirmiyoruz. En çok kabul edilen ve dini yaşam kodeksi olarak bilinen Şulhan Aruh, kurbanlardan hiç bahsetmez.
Kurban kavramından bu denli uzaklaşmış olmamıza rağmen, Vayikra kitabı boyunca kurbanlarla ilgili konuları doğrudan veya dolaylı olarak ele almaya çalışacağız.
Ibranicede קורבן kelimesi “yaklaşma” manasına gelen קרב kökünden gelir. Kurban getirenin en belli başlı amacı, herhalde, Tanrıya yakınlığı sağlamaktır. Ibranicede “kurban adamak” “להקריב” fiili ile söylenir, yani “yaklaştırmak” manasındadır. Yaklaştırılan “kurban edilen”midir yoksa “kurban eden” midir?
Vayikra peraşası değişik kurban çeşitlerini tanıtır bize.
Ola (עולה) kurbanı bir hediye niteliği taşır ve kesilen adağın tamamı kurban mabedinde (מזבח העלה) yakılır (Vayikra 1, 1-17).
Minha (מנחה) ola gibi bir hediye kurbanıdır. Ancak bu bitkilerden yapılan bir kurbandır (Vayikra 2, 1-16).
Zevah Şelamim (זבח שלשמים) sonunda bir şölen düzenlenen kurbandır. Kurbanın bir kısmı kurban mabedinde yakılır. Bir kısmı kohenlere verilir. Büyük bir kısmı kurban sahibi ve ailesi tarafından yenir (Vayikra 3, 1-17).
Bu üç kurban türünün amacı tanrıya teşekkür vaya yaklaşım. Bugün bizler, kurban adama bilinci olmasa da, yardım kurumlarına bağışlarımızla minnet hislerimizi dile getiririz.
Hatat (חטאת), yanlışlıkla ve unutkanlık sonucu işlenen bir suç veya yanlış davranış sonucu, özür dilemek için adanan mecburi bir kurbandır. Unutkanlık sonucu yanlış davranan baş kohen (כהן גדול) ise veya yüksek mahkeme kurulu (הסנהדרין הגדולה) ise, baş kohen veya mahkeme kurul üyeleri bir Hatat kurbanı getirmelidirler.
Bu kurbanın bir kısmı kurban mabedinde, geri kalanı da şehrin dışında yakılır (Vayikra 4, 1-21). Yanlış davranan kral, kabile başkanı veya eşdeğeri bir başkan ise, yönetim sorumluluğu olan bu kişi bir Hatat kurbanı getirmelidir. Bu kurbanın bir kısmı kurban mabedinde yakılır geri kalanı kohenlere verilir (Vayikra 4, 21-26).
Yanlışlıkla vahim bir suç işleyen basit bir kişi ise getirilmesi gereken Hatat kurbanı yukarıda bahsedilenere nazaran daha düşük bir para değerindedir (Vayikra 4, 27-35) ve hatta kurbanın değeri suçlunun mali durumuna göre ayarlanır (Vayikra 5, 1-17).
Anlaşılacağı üzere unutkanlık sonucu işlenen bir suç tam olarak cezalandırılmasa da, pişmanlık duygusu yetmemekte, buna ek olarak eğitsel bir süreç gerekmektedir. Hatat kurbanı bu eğitsel süreci simgeler.
Peraşamız en sonda Aşam (אשם) kurbanından bahseder. Bu, ona ait olmadığı parayı zimmetine geçiren veya para çalanların getirmesi gerektiği bir mecburi kurbandır. Bunun yanısıra, parasal suçu işleyen, çaldıklarını sahibine geri vermek zorundadır (Vayikra 5, 18-26).
Kurban teşekkür hislerini belirten bir bağış olacağı gibi (Ola, Minha, Şelamim), bilinçsiz işlenen bir suçun gerektirdiği mecburi bir eğitim sürecini (Hatat) veye bilinçli olarak işlenen bir suçun karşılığında mecburi bir cezayı da (Aşam) simgeliyebilir. Kurban kavramı artık var olmasa da onun simgelediği kavramlar (minnet, eğitim, ceza) halen mevcuttur.