top of page

İsrael sadece bir startup ve internet sanayii ülkesi değil...


‘’Biz insanların tıpkı Apple marka ürünleri istedikleri gibi, Meytroniks ürünlerini de markasını belirterek talep etmelerini istiyoruz.’’

Bu iddialı sözler Meytroniks şirketinin genel müdürü Eyal Trayber’e ait.

Meytroniks İsraeldeki ‘’havuz temizleme robotları’’ üreticilerinden bir tanesi.

(Diğeri de geçtiğimiz yıllarda çoğunluk hisseleri bir İspanyol şirketi tarafından satın alınan Acquatron)

Tabii Apple rakkamlarıyla mukayese etmek biraz abes kaçar ama ilginç statistikleri var Trayberin.

‘’Dünyada 24 milyon özel havuz var’’ der Trayber, ‘’ ve senede 250 bine yakın yeni özel havuz yapılıyor’’. Bunların yüzde sekseni henüz robot kullanmıyor.

Sayılar bir üretici için iştah açıcı.

Bugünkü piyasa değeri 2.3 milyar şekel olan şirketin yüzde altmış hissesi Kibutz Yizreel’e ait. 35 sene evvel iflasın eşiğinde olan kibutz’a kader Güney Afrikadan gülümsemiş. Patent sahibi Güney Afrikalı Peter Raaş, ürününü pazarlayamayınca, kibutz üyeleri patenti satın alıp 1990 yılında Meytroniksi kurmuşlar.

Halen günde ikibine yakın robot üretiliyor. Üretimin tümü İsraelde. 850 çalışanı, ABD, Avustralya ve Fransada kendi pazarlama şirketleri var. Üretimin yüzde 98’i ihraç ediliyor ve dünya piyasasının yüzde kırk dördünü ellerinde tutarak açık fark lider konumundalar. 1921 yılı için milyar şekellik gelir planlanıyor. 2018 yılı net karları 125 milyon şekel. Sabah saat onda üretimine başlanan robot, onbiri çeyrek geçe ambalajdan çıkıyor ve akşam yirmiiki sularında konteynerin içinde Hayfa limanında sevkiyata hazır gemiyi bekliyor. Şirket defalarca satın alınma tekliflerini geri çevirmiş. Zira hep ileriye dönük bakıyorlar. Nasıl mı? Devamlı inovasyonla.

Nitekim Meytroniks Kasım ayında Fransadaki fuarda yenilikçilik alanında birincilik ödülü almış. Yeni model robotları IOT, (eşyaların inerneti) iletişimli. Akıllı robot havuzu görüyor, öğreniyor ve dolayısıyla temizliği en verimli ve enerji tasarruflu şekilde yapıyor. İlerde uygulanacak bulut teknolojisiyle, satılmış olan her robotun her havuzda çalışması takip edilip havuz sahiplerine duruma göre bilgi verilecek ve robotlar daha da verimli ve en tasarruflu şekilde çalıştırılacaklar. Ve bu yüzdendir ki, diyor Trayber, havuz sahipleri robot değil, aynen Apple ister gibi Meytroniks istiyecekler.

xxx

İsrael bayraklı etiketin üstündeki yazı şöyle:

‘’Ürünümüz Yahudi ve Arap çalışanları tarafından barış ve ahenk içinde ve gururla üretilmektedir.’’

Bahsettiğim ürün etiketi geçenlerde Pepsi Cola tarafından 3.2 milyar dolara satın alınan Sodastream’e ait.

CEO Daniel Birnbaum’un sevdiği tabirle; şirket barış üretiyor, yolda giderken de, arada, soda da üretiyor !..

20 sene kadar evvel tedarikçilerin mal vermeye korktuğu bu şirket, yeni yönetimin dahiyane pazarlama stratejisiyle tamamen düşük teknoloji bir ürünü 3.2 milyar dolarlık bir marka haline soktu sadece 15 senede. Yılda yüzde otuzluk bir büyüme hızı yakalayarak ve sosyal sorumluluklarını da hep ön planda tutarak.

Ve sosyal sorumluluk derken;

Birincisi pazarlama taktiklerini çevrecilik üzerine kurarak, bu konuya duyarlı tüketicinin ilgisini çekmeyi başardılar. Bu birinci kazan - kazan örneği.

İkincisi de BDS tarafından dışlanıp, boykot edilip, eski fabrikalarından “sürülmelerine” rağmen, dinler ve toplumlararası barışa öncelik vererek bu konuda da bir “kazan-kazan” durumu yaratmak.

Eskiden Çin, Türkiye ve Mişur Adumimde fabrikaları olan şirket şimdi tüm üretimini bir Bedevi yerleşim bölgesi olan Rahatta toplamış vaziyette. Tabii çalışanların çoğu da bölgeden ve Arap…

Ramazan bitiminde Yahudi, Arap, Bedevi, Doğu Kudüslü toplam 2000 kişi toplanıp olayı kutlamışlar. Arap ve İsrael ezgileri hep birlikte söylenmiş ve ‘birlikte yaşama’’nın güzel bir örneği sergilenmiş.

Xxx

Yazıdaki son örnek de yine bir kibutz ve yine plastikle ilgili ama yenilikçiliğin bir kuruluşu nereden nereye götürebileceğinin doruk noktası adeta.

Mişmar Haemek kibutzu.50-60 sene kadar evvel Tama isminde bir şirket kurarak melaminden basit mutfak ve ev gereçleri üretmeye başlar. Son derece rekabetçi olan bu piyasada topallamaktan öteye gidemez. Yeni ufuklar aramak zorunda kalan kibutz, sonunda bir ‘‘niş pazar’’ yakalar ve tarımda çok kullanılan ‘plastik balyalama sisteminde’’ bir çığır açarak bu konuda dünyada öncülüğü yakalar.

O kadar yakalar ki dünyanın tarım alanında faaliyet gösteren en büyük şirketlerinden John Deere, (New York borsasında değeri 54 milyar dolar),Tama ile işbirliğine girer ve satışlar birlikte yapılır. Tabii bu durum şirkete daha da büyük bir ivme kazandırır ve Tama bugün tarım amblajları piyasasının yüzde 55’ini elinde tutar hale gelir.

Gelelim inovasyon şıkkına:

Tama bugünlerde bir ilke imza atarak İsrael Hava Sanayii ile bir işbirliğine giriyor.

(İsrael Hava Sanayii bugüne kadar hiç bir özel kuruluşla işbirliğine girmemiştir)

Yüzde 55’inin Tamaya ait olacağı ART şirketi, tarım alanında kullanılmak üzere İHA (İnsansız Hava Aracı) üretimine geçecek. Hava Sanayiinin teknolojisi üzerine inşa edilecek İHA’lar, tarlaları ilaçlama, gübreleme ve tohumlama işlemlerini yapacak.

Hem insan gücü tasarrufu sağlanacak, hem de pilotların sağlıkları kimyevi maddelerden korunacak. Tama bu ortaklığa 14.5 milyon dolarlık bir yatırımla katılacak. İHA’lar satılabileceği gibi, kiralanabilecekler de...

Nereden nereye?...Melaminden İHA’ lara.

Bu başarılarla gurur duymamak mümkün değil.

Muhakkak ki her ülke gibi bizim de eksikliklerimiz çok, (nerdesiniz Sağlık ve Eğitim Bakanlarım?), ama bu başarıları getiren;

çalışkanlık, sorgulama, kutu/çerçeve dışı düşünme, sebat, yenilikçilik, girişimcilik

İYİ Kİ VARSINIZ!!

Not: Bu arada efsanevi bir başarı hikâyesi olan ve Türk asıllı Sagol ailesi tarafından kurulup iki nesil yönetilen Keter Plastiği anlatmak tek başına bir yazı konusu olabilir.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page