top of page

Yahudi Yahudiye Karşı


Yıllar önce “Açıl Ufkum Açıl’’ adlı kitabımın proje özetini İstanbul’da Alfa Yayınları’na önerdiğimde; “Böyle bir finans eserini Yahudi toplumu muhakkak alır ve yazara destek olur’’ düşüncesiyle basmayı kabul etmişlerdi.

Kitap 2000 adet basıldı, dindaşlarımdan pek rağbet görmedi, okuyanların çoğu Türklerdi ve 2nci baskısı da yapılmadı.

Fakat Alfa yönetiminin ’Yahudi Dayanışması’ fikri dünyada çok inanılan bir tezdir. ‘Aynı soydan gelenleri eleştirmezler, arka çıkarlar ve dış tehditler karşısında yek vücut olurlar’ gerçek tehlikelerde doğru olmakla birlikte Yahudi’nin Yahudi’ye karşı çıkması çok sık rastlanan tarihsel bir olgudur.

Bunun en son örneklerinden birini Shoshana Zuboff veriyor. Harvard Business School profesörü, ‘’The Age of Surveillance Capitalism: The Fight for a Human Nature at the New Frontier of Power’’ (Gözetleme Kapitalizmi Dönemi: Gücün Yeni Sınırında Beşeri Yapı için Verilen Kavga) adlı eserinde Google’u doğrudan suçlayarak insanlığı yönlendirmeyi hedeflediğini ileri sürüyor. Artık biz Google’a soru yöneltmiyoruz, Google bizim nasıl davranacağımızı zaten biliyor.

Ne ilginçtir ki Google’un kurucuları da Yahudi (Larry Page ve Sergey Brin) ve misyonlarını şöyle açıklamışlardı ilk kuruluşta: ‘’Dünyanın bilgisini düzenleyerek evrensel kullanıma ve yarara açmak’’. Bir tür “dünyayı bilgi sayesinde kurtarmak”. Bu kez Zuboff da ayni ulvi nedenlerden hareketle bu kez “dünyayı Google’dan kurtarmaya” yelteniyor.

Ne güzel! Dünyanın kurtarıcısı olma ringinde sağ başta: Musevi takımı Larry - Sergey, sol başta Yahudi kökenli Shoshana.

Bu ne ilk, ne de son kavga olacak. Tarih boyunca karşıt ideolojilerin önde gelenlerinden birçoğu Yahudiydi. Karl Marx ve Friedrich Engels Marksist düşüncenin ve takip eden sosyalizm ile komünizmin ilk nüvelerini oluşturanlar ise, kapitalizmin felsefi ağırlığını da Milton Friedman’lar taşımıştır.

Bugün de ayni çekişme siyasi görüşler anlamında devam etmektedir: Batı’lı Liberal Yahudi toplulukları ile İsrail’in sağ eğilimli hükümetleri arasında neredeyse savaş var.

Önce Avrupa: Macaristan’da Orban, Hollanda’da Geert Wilders, Avusturya’da Sebastian Kurz ve İtalya’da Matteo Salvini…hepsi Netanyahu ile dost ve İsrail’i Batı Medeniyeti’nin uç sınır kalesi olarak görüyorlar. Tüm bu liderler İsrail’i sık ziyaret ediyor ve oradan öğrenmeyi hedefliyorlar: Savunma teknolojisi, istihbarat gücü ve yeni fikirler alanlarında.

Aksine, yerel Yahudi toplumları, bu siyasetçilere ve partilerine karşı çıkıyor, onları eski faşist akımların devamı olmakla suçluyorlar. Tabii bu tutumlarında küçük Yahudi toplulukların anaakım Avrupa liberal düşüncelerine uyum sağlama niyetleri, hatta kaygıları rol oynuyor.

ABD’de de ayni yaklaşım baş gösterme aşamasında. Trump’a karşı çıkan Demokrat Parti içinde bazı Kongre üyeleri yönetimin “aşırı İsrail yanlısı tutumunu” protesto etmek için BDS karşıtı kararları askıya almaya başladılar.

Dünyanın en zengin Yahudileri de bu kavgaya katıldılar: 10 milyar $ servetiyle George Soros Açık Toplum Enstitüleri yoluyla serbest düşünceyi ve insan haklarını destekler ve Netanyahu politikalarına karşı çıkarken, 30 milyar $’lık imkanıyla Sheldon Adelson Likud ve sağındaki partilere taraftar.

İki Yahudi’nin olduğu yerde 3 düşünce olur derler ya…

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page