
Sokakta bulsan, eğilip toplama zahmetine bile girmezsin, belimi incitirim diye üşenirsin, ama konu bir market poşetine 25 kuruş vermek olunca… İşte o zaman işler değişir! Uzun zamandır beklediğim oldu: Türkiye Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yapılan “Sıfır Atık Projesi” kapsamında plastik alışveriş poşetleri, 1 Ocak 2019 gününden itibaren 25 kuruş karşılığında satılmaya başlandı. Ve tabii yeni yılın ilk günü itibarıyla, sonu gelmeyen tartışmalar da peşinden geldi.
Yurtdışında uzun senelerdir süregelen bu alışkanlığı her daim takdir ederdim. Medeni insanlar market alışverişine giderlerken, hem fazladan para, hem de (ve özellikle) doğaya daha fazla zarar vermemek için, yanlarına 1-2 bez çanta alırlar. Daha da güzeli, o bez çantalar bütün marketlerde satılır - fiyatı azıcık daha yüksektir ama bir tane alırsın, ömürlük kullanırsın.

Beni en çok, bu işe kılıf uydurmaya çalışan insan güldürüyor aslında. Efendim, parasında değillermiş de, para verdikleri bir ürünün üzerinde reklam olmamalıymış. Hem para veriyorlarmış, hem marketin reklamını yapıyorlarmış! Marketler ellerindeki bütün poşetleri “atıp”, yeni ve logosuz naylon torbalar yapmalıymışlar, ancak o zaman 25 kuruş vermeye razı olabilirlermiş. Arkadaşlar, bu işin amacı zaten doğayı korumak, sizi daha az naylon kullanmaya teşvik etmek değil mi? Marketler, sırf siz reklamını yapmak istemiyorsunuz diye stoklarındaki milyonlarca poşeti doğaya mı salsınlar?
Yıllarca pahalı markaların giyim eşyalarını sırf üzerlerinde logoları var diye, üç misli paralara satın alanlar, burada adını vermek istemediğim ucuzluk marketlerinin reklamını yapmaktan kaçar oldular. Duyduklarımıza şaşmamak elde değil: Satın aldıkları poşetleri, kullandıktan sonra memnun kalmadıklarını söyleyerek iade edenleri mi beğenirsiniz, poşet üreticilerinden kiloyla poşet satın alanları mı? Market kapılarında 10 kuruşa poşet satanlar mı istersiniz, satın aldıkları meyve sebzeleri montlarının içine doldurup marketten çıkanları mı? Gerçekten çok gülünç!
Bazıları olaya daha akılcı yaklaşıyor ve doğayı korumak amacıyla başlatılan bu süreci gayet yerinde ve hatta geç kalınmış bir uygulama olarak görüyor. Keşke herkes böyle düşünse… Çünkü insanların anlamamakta ısrar ettikleri nokta, bunun bir cezalandırma sistemi değil bir “caydırma” politikası olduğu. Esasen market kasasında, “Ver kardeşim bir iki tane poşet daha, kullanırız,” diyen kişilerin sayısını azaltmak.
Plastikler deniz dibinde biriktikçe bütün ekosistemi bölüp alt üst ediyor. Plastik bir poşetin doğada çözünmesi 20 yıl sürüyor. Bu ve başka nedenlerle dünya sularındaki balıkların %75’i tükenmiş durumda. Üstelik plastik kirliliğinden doğrudan etkilenen canlılar sadece balıklar da değil. Örneğin kuşlar plastik atıkları sadece yuva yapımında kullanıyor. Bu maddeleri yutan kuşların sindirim sistemi tıkanıyor ve ölüyor. Hakkımız var mı doğaya bu kadar büyük bir zarar vermeye?
Demem o ki, her şerde bir hayır vardır! Bakanlıktan gelen bilgiler, uygulamanın başladığı günden bugüne poşet kullanımında %70 oranında azalma olduğunu gösteriyor. Pek yakında logosuz poşetler de üretilmeye başlanacakmış. Kısadan hisse: Zararın neresinden dönersek kârdır!