Yediyot Ahronot gazetesinin 80. kuruluş yıldönümü vesilesi ile 11 Aralık Salı günü yazdığı köşe yazısında şöyle diyordu Noah Klieger: “Hayatımın büyük bir bölümünü, tam 61 yılını, bu gazetenin yazar kadrosunda yer alarak geçirdim. İsrael topraklarına göç edip, bir gazetede İbranice lisanında yazmayı düşleyen bir Holokost kurtulanı olarak, bu düşümü gerçekleştirmekte başarılı oldum.”
Son köşe yazısını yazdıktan iki gün sonra, 13 Aralık Perşembe günü kalp yetersizliğinden hayata veda etti 92 yaşındaki Noah Klieger. O Auschwitz’den ve iki ölüm yürüyüşünden hayatta kalabilmiş, İkinci Dünya Savaşı hakkında yazıları, Holokost’un anısının korunması ve aktarılması yönündeki çabaları ile uluslararası alanda tanınan bir ikondu.
İsrael’de Holokost kurbanlarının anısını canlı tutan bir simgeye dönüşen Noah Klieger, iki yıl önce Birleşmiş Milletler Genel Asamblesine konuşmacı olarak davet edilmişti. O gün çok heyecanlıydı. Çünkü dinleyiciler arasında torunu da vardı. Bakın heyecan ve gururunu nasıl dile getirmiş o gün Noah Klieger: “İsrael deniz kuvvetlerinde görev yapan torunum beyaz askeri üniforması ile aranızda oturuyor. Bir İsrael askerinin Birleşmiş Milletler oturumunda hazır bulunması bir ilktir. Ve devletimizin devamının garantisi olarak onun gibi binlercesine sahibiz.”
Strasbourg’da doğan Noah (Norbert) Klieger’in çocukluğu, Belçika’nın Luxembourg kentinde geçti. Almanlar ülkeyi işgal edince genç Noah, Yahudi çocukları Fransa üzerinden İsviçre’ye kaçıran Siyonist bir yeraltı kuruluşunda çalışmaya başladı. 1942’de Gestapo tarafından yakalanıp Auschwitz’e gönderildi. Kampta zatürree olunca kendini ölüme gönderilecekler arasında buldu. Ancak Dr. Josef Mengele’nin ekibinde yer alan bir doktor, onu biraz daha iş görür düşüncesi ile yeniden barakalara gönderdi.
Daha sonra da yine ikinci bir mucize eseri ölümden kurtuldu. Kampı yöneten SS subaylarından biri boks hayranıydı. Auschwitz mahkûmlarından bir boks takımı kurmaya karar verdi. Hiç bir boks deneyimine sahip olmamasına rağmen, 16 yaşındaki Klieger boks takımına katılmaya gönüllü oldu. Savaş öncesi boksör olan diğer takım üyeleri, Noah’ı kabullendiler, onu biraz eğiterek takımda kalmasına, böylelikle hayatta kalmasına yardımcı oldular. Boksörler diğer mahkûmlardan daha iyi beslenme şansına sahiptiler.
Auschwitz’deki yıllarında üç şeyin düşünü kurarmış Noah Klieger… Onun anlatımı ile düşlerine ortak olalım… “Birinci düşüm, her ne kadar gerçekleşeceğine inanmasam da, dünyadaki bu cehennemden canlı çıkabilmekti. İkincisi, bir misyona sahip olduğum için hayatta kalmak zorunluluğumdu. Bu misyon, Nazilerin biz Yahudilere neler yaptıklarını tüm dünyaya anlatmaktı. 60 yıl boyunca bu misyonumu yerine getirdim. Üçüncü düşüm de, binlerce yıl sürgünden sonra yeniden ülkelerine dönen Yahudiler arasında olabilmekti.”
Noah Klieger 1947 yılında yasadışı göçmen gemisi Exodus ile kutsal topraklara vardı. Bu gemi ekibinin bir elemanı olarak İngilizlere karşı mücadelede yer aldı. Bağımsızlık Savaşı patlak verince gönüllü olarak katıldığı Hagana’da düşmanlara karşı çarpıştı.
1957’de Yediyot Ahronot’un yazar kadrosuna dahil oldu. “Bir gazeteci olarak doğdum, gazeteci olarak öleceğim” dedi ve son yazısını ölmeden iki gün önce yazarak haklı çıktı Noah Klieger. Uzun yıllar spor yazarlığı yapmasının yanı sıra, Maccabi Tel Aviv basketbol takımının ve Maccabi Ramat Gan kuruluşunun basketbol bölümü başkanlığını yaptı. Adolf Eichmann’ın John Demjanjuk’un İsrael’de yargılanmalarının tüm ayrıntılarını, Auschwitz, Majdanek, Treblinka suçlularının Frankfurt ve Düsseldorf’taki mahkemelerini Yediyot Ahronot’a aktaran tabii ki Noah Klieger’di.
Gazetecilik mesleğinin yanı sıra, hayatı boyunca çok önemli bir misyonu yerine getirdi Klieger… Yıllar boyunca Avrupa’daki ölüm kamplarını ziyaret eden İsraelli grupların ve delegasyonların her fırsatta, en başında yer aldı onlarca kez...
Sevgili okurlar, “March of the Living”i (MOL-Yaşam Yürüyüşü) her halde duymuşsunuzdur. Holokost eğitimi programı dâhilinde bir etkinliktir. Bilmeyenler için kısaca özetleyeyim. Yom Ha Şoa’da dünyanın her ülkesinden Yahudi ve Yahudi olmayanlardan oluşan kafileler aynı saatte Auschwitz’den Birkenau’ya doğru 3 km’lik bir yolu hep birlikte yürürler. Her kafile İsrael bayrakları ile temsil ettiği ülkenin bayrağını taşır. Yol boyunca bu kamplarda yok edilen dindaşlarımızın tek tek okunan isimleri hoparlörlerden yankılanır. İnsanları ölüme taşımış eski tren rayları üzerine çiçekler bırakılır, mumlar yakılır.
Orada bulunmak, bu Yaşam Yürüyüşü’ne çıkmak tarif edilemez bir duygu karmaşasıdır. Hele İsrael hava kuvvetlerine ait savaş uçakları Polonya semalarını yarıp o an Auschwitz üzerinde, üzerinizden geçiş yaparken… Ben 2008 yılında Şalom gazetesinden görevli olarak Yom Ha Şoa günü orada bulundum. Türkiye’den çoğunluğu genç 25-30 kişilik bir gruptuk. Lise öğrencilerinden, kara, hava ve deniz askerlerinden, siyasilerden oluşan kalabalık İsrael kafilesinin ilk sırasında geçmişte İsrael Başhahamı olan Rav İsrael Meir Lau’nun yanında kim vardı dersiniz? Tabii ki Noah Klieger… O gün de her zaman olduğu gibi, bilmem kaçıncı kere rehberlik ediyordu.
Bu dünyadan göç ettiğini duyduğumda, Noah Klieger ile yollarımızın Auschwitz’de kesiştiği aklıma geldi. Bu anımı da siz okurlarla paylaşmak istedim. İsrael basınının çok saygın bir üyesiydi, yaşamını Holokost eğitimine adadı, bu süreçte binlerce, on binlerce kişiye ulaştı, anlattı ve anlattı… Onun ölüm kampı Auschwitz’deki hayatta kalma öyküsü, “Boxing for Life” adlı belgesel filme konu oldu.
Noah Klieger, bundan böyle Yom Ha Şoa’da Yaşam Yürüyüşü’nün ön sırasında yer alamayacak. Mekânı cennet olsun…
Not: Fotoğrafta Noah Klieger, yine bir Yaşam Yürüyüşü sırasında, çocukluğunda Buchenwald ölüm kampından kurtulmuş Rav İsrael Meir Lau ile kucaklaşırken görülüyor.