top of page

Yehuda’nın avukatlık içgüdüsü


Bu haftaki Vayigaş (ויגש) peraşası Yehuda’nın Binyamin’i zindandan kurtarmak için verdiği savunma söylevi ile başlar.

Geçtiğimiz hafta okuduğumuz peraşada, Firavun’un baş veziri olan Yosef, bir komplo hazırlıyarak Binyamin’i hırsızlıkla suçlar ve karşılarındaki baş vezirin Yosef olduğunu henüz anlamıyan kardeşlerine, onu zindan’a hapsedeceğini söyler. Bunun üzerine Yehuda şu söylevi verir.

Yehuda ona yaklaşır ve “efendim, kulun efendimizin kulaklarına bir şey söylesin. Kuluna hiddetlenme çünkü firavun gibisin” der.

Efendim, “babanız veya kardeşiniz var mı” diye sordu.

Biz de “yaşlı bir babamız var ve ileri yaşlarında doğan küçük bir çocuğu var. Kardeşi öldü ve sadece o annesinden kaldı ve babası onu sevdi” dedik. Bize “onu getirin ve gözümü onun üstüne koyayım” dediniz. Efendimize “çocuk babasını terkedemez, babasını terk ederse (babası) ölür” dedik. Siz de kullarına “küçük kardeşiniz sizinle gelmezse benim yüzümü göremiyeceksiniz” dediniz.

Kulunuz babamıza döndüğümüzde efendimizin sözlerini söyledik. Babamız “dönün ve bize biraz yiyecek alın” dedi. “İnemeyiz” dedik. “Küçük kardeşimiz bizimle olursa ineriz. Küçük kardeşimiz bizimle olmazsa adamın yüzünü göremeyiz” dedik.

Kulun babamız, bize, “biliyorsunuz ki karım bana iki çocuk doğurdu. Biri benden çıktı ve onun telef olduğunu söyledim ve bu güne kadar onu görmedim. Bunu da benim önümden alırsanız ve felaket olursa yaşlılık günlerimi kötü bir cehenneme düşürürsünüz” dedi.

Ve şimdi kulun babama döndüğümde çocuk bizimle olmazsa, canı onun canına bağlıdır. Çocuğun olmadığını görünce, ölür. Kulun, kulunuz babamızın yaşlılık günlerini keder dolu cehenneme çevirmiş oluruz.

Kulun, babamın karşısında, “eğer onu sana getirmezsek babama hayatım boyunca günah işlemiş olurum” diyerek bu çocuğa kefil oldu. Şimdi, kulun bu çocuğun yerine efendime köle olsun ve çocuk kardeşleri ile çıksın. Çocuk benimle değilken babama nasıl çıkabilirim. Babamın başına gelecek kötülükleri nasıl görebilirim. (Bereşit 44, 18-34)

Bu söylevde göze çarpan iki noktaya değinelim.

Yehuda sözlerine, baş veziri suçlarcasına baş vezirin “onların babası ve başka bir kardeşleri olup olmadığını” sorduğunu söyliyerek başlar (Bereşit 44, 18). Bu konu ile ilgili bölümlere bakacak olursak (Bereşit 42, 7-12) aslında Yosef’in böyle bir soru sormadığını görürüz. Baş vezir mevkiindeki Yosef’le kardeşlerinin ilk buluşmasında, Yosef kardeşlerini casuslukla suçlamıştı. Ve kendilerini zor durumda bulan kardeşler, soru sorulmamasına rağmen, babaları ve bir kardeşleri daha olduğunu söylemişlerdi (Bereşit 42, 13). Acaba Yehuda ilk buluşmalarında geçen bu dialogu biraz çarpıtma ihtiyacını neden hiseder?

Söylevinde Yehuda 14 defa “baba” kelimesini doğrudan kullanır. Buna ek olarak 5 defa babasına gelebilecek kötü sonuçları vurgular (ölür, hayatı cehenneme döner, onun kötü günlerini görürüm vs.). Buna karşın, savunma konusu olan Binyamin ile ilgili sözler çok daha azdır. Yehuda savunma söylevinde neden babasını ön plana alıp bu denli vurgular?

Sanımca bu iki sorunun cevabını yine geçen hafta okuduğumuz peraşada bulabiliriz. Baş vezir mevkiindeki Yosef ile Yaakov’un oğullarının ikinci buluşmasında Yosef’in kardeşlerine söylediği ilk cümle şöyledir:

Onların selamını sorar ve “bahsettiğiniz babanız selamette midir, halen hayatta mıdır?” der. (Bereşit 43, 27)

Yehuda, Mısır firavununun başvezirinin babaları ile ne kadar çok ilgilediğini hiseder. Bu özel, hatta aşırı ilginin mutlaka bir nedeni olması gerektiğini, belkide şuur altında, algılar. Hatta, bu ilginin baş vezirin bir zayıf noktası olduğunu varsayarak, iyi avukatların yaptığı gibi, savunma söylevinde karşı tarafın zayıf noktasını tekrar tekrar vurgular. Her ne kadar savunulması gereken Binyamin ise de, asıl savuma konusu babası Yaakov’dur.

Yehuda’nın bu içgüdüsel yöntemi başarılı olur.

Yosef yanında duranların önünde artık kendini tutatmaz. “Herkesi dışrı çıkarın” diye bağırır. Kendini kardeşlerine tanıttığı zaman hiç kimse onunla olmaz. Sesini ağlıyarak işittirir. Mısır işitir ve firavunun evi işitir. Yosef kardeşlerine “Ben Yosefim. Babam halen yaşıyor mu?” der. Kardeşleri ona cevap veremezler çünkü ondan çok ürkmüşlerdir. (Bereşit 45, 1-2) Bu duygulu anda bile, Yehuda’nın içgüdüsünü ispatlarcasına, Yosef’in ilk sorusu babası ile ilgilidir.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page