Son gelişmeler ve Gazze…
- Av.Yakup BAROKAS
- 21 Kas 2018
- 2 dakikada okunur

Gazze’deki son olaylar Savunma Bakanı Liberman’ın istifası ile sonuçlandı. Liberman, hükümeti teröre teslim olmakla, Katar tarafından Hamas’a gönderilen15 milyon doların geçişine izin vermekle suçladı. Her şeye rağmen Natanyahu, şimdilik 61 sandalye ile dahi olsa süresinde yapılacak seçim tarihine kadar, bir yıl daha görevde kalmayı başardı…
İsrael tarafından düzenlenen bir operasyon sonucunda çıkan çatışmada bir yarbayın ölmesi, Gazze üzerinden İsrael’e 450 roket gönderilmesi, askeri bir otobüsün vurulması Gazze’de zafer çığlıklarının atılmasına yol açtı. Liberman’ın istifası da; “biz İsrael’de bir bakanı bile görevinden uzaklaştırabiliriz” yaklaşımı ile bu politik manevradan pay çıkaran Hamas’ın ucuz bir sevinç yaşamasına yetti.
Eli kanlı teröristlere idam cezası verilmesini talep eden, son dakikaya kadar Hamas’ın mağaralarını imha ettiren ve Hamas’ın saldırılarına karşı daha etkin ve caydırıcı bir politikadan yana olan Liberman’ın 2,5 yıllık görevinde başarısız olduğu söylenemez. Ancak ülkenin güneyinde sürekli sığınaklara girmek zorunda bırakılan ve arazileri, tarlalarındaki ürünleri yangın uçurtmaları tarafından tahrip edilen halkın son gelişmeler karşısındaki tepkisi üzerine siyaseten yara almak istemeyen Liberman’ın görevini bırakıp gitmesi tasvip edilemezdi.
İsmi tam konmadıysa da, Gazze’de 7 aydır süren Üçüncü bir İntifada söz konusudur. 2005 yılında Ariel Şaron başkanlığındaki hükümet Gazze’den tek yanlı olarak çekilme kararı aldı.
24 Ağustos 2005 tarihli Şalom’da yer alan “Çekilmeden sonra; ‘Ne olacak şimdi?” başlıklı başyazıda şöyle demiştim:
“Filistinliler, yerleşim bölgelerinin boşaltılmasını İntifadanın ve şehitlerin mücadelelerinin bir sonucu olarak görmekteler. Kutlamalar için, ‘Bugün Gazze, Yarın Batı Şeria ve Kudüs’ yazılı binlerce pankart ve tişört hazırlandı. (…) Gazze bağımsızlığına kavuştu ancak halkın yüzde kırkı işsiz, üçte ikisi yoksulluk sınırının altında. Bölgenin altyapısı ve ekonomisi her yönden İsrail'e bağımlı, elektriği, doğalgazı bu ülkeden sevk ediliyor. Bu durumda Gazze'nin bağımsızlığından söz edilebilir mi?”
“Ne olacak şimdi” sorusunu sormamdan bu yana tam 13 yıl geçti? Aynı soru halen geçerli, geri çekilmenin bir işe yaramadığını, aksine durumu daha da işin içinden çıkılamaz hale getirdiğini görüyoruz. “Şaron’un planları vardı, maalesef bunlar gerçekleşmedi” diyecek olanlar vardır tabi ki.
Şaron’un amaçlardan biri dünya kamuoyunda yaygın olan “işgalci” suçlamasından kurtulmaktı… Değişen bir durum yok, AB ve Arap ülkeleri bildiklerini okumaya devam ediyorlar…
Gazze’deki yoksulluk azalmadı, her türlü yardım halkın ekonomik ihtiyaçlarına değil, silahlanmaya, mağaraların inşasına ve Hamas üst düzey görevlilerinin ceplerine gidiyor.
Bölge bağımsızlığını kazandı mı? Ne gezer, elektrik, doğal gaz, her türlü gıda ve ilaç İsrael’den sevk edilmeye devam ediyor.
Ve karşılığı ne? Terör!
Geri çekilme ile kazanılan ne? Hiç bir şey… Peki çözüm ne? 2014 tarihinde gerçekleştirilen “Mivtza Tzuk Eitan” (Koruyucu Hat Operasyonu) sonrasında dört yıllık bir sessizlik dönemi yaşandığı ileri sürülüyor. Doğru…
İsrael terör eylemleri karşılığında Gazze’yi bombalamadan önce uyarmakta ve mekânların boşaltılmasını sağlamaktadır. Amaç insan kaybına neden olmadan caydırıcı olmaktır. Son olaylarda Hamas’ın televizyon binası ve bazı stratejik binalar tamamen imha edildiğinde de bu yola gidildi.
Ne var ki bu önlemlerin caydırıcı olamadığı da ortada. Daha sertlik yanlısı ve şahin olanlar belki havadan, karadan ve denizden bir operasyona gidilmesini istemekteler. Dünyayı ayağa kaldıracak, her iki taraftan önemli kayıplara yol açabilecek böylesi bir çözüme hükümetin önemli bir bölümünün sıcak bakmadığını biliyoruz.
Çözüm olarak Gazze halkının yaşam düzeyinin yükseltilmesine çalışılması yönündeki önerilere de katılmıyorum ve bundan böyle yararlı olacağına inanmıyorum. Belki başlangıçta…
Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık diyeceksiniz ama İsrael zekâsı bu çıkmaza da er geç bir çözüm bulacaktır…
Commentaires