Mutluyuz, hem de çok!
- Bondi CHAKİM
- 30 Eki 2018
- 3 dakikada okunur

Bunu söyliyen ben değilim, yanlış anlaşılmasın, Devlet İstatistik Enstitüsünün raporunda var bu gerçek.
Enstitünün Ağustos sonlarında yapmış olduğu bir ankete göre İsrael nüfusunun yüzde 89’u hayatından memnun veya çok memnun. Ve bu işlerden anlayanların ifadelerine göre bu sayı, tüm ülkelerin imreneceği çok yüksek bir oranmış. Aleyhteki, yani bir İsraelliyi mutsuz edebilecek olumsuz faktörleri düşünmeye çalıştım. Geçen yazılarımdan birinde de belirttiğim gibi ülke son zamanlarda hayat pahalılığında sınır tanımıyor. Etrafı, kuruluşundan bugüne 70 yıl geçmesine rağmen, hala onu yok etmeyi açık, (İran, Hamas, Hizbullah) veya kapalı (FKÖ ve diğerleri) bir şekilde gaye edinmiş ülke veya örgütlerle çevrili.
Ayrıca hemen hemen her evde ülkenin bağımsızlığının sağlanması ve korunması için yitirilmiş bir aile şehidinin veya şehitlerinin portreleri asılı. Acılarıysa aile fertlerinin yüreklerinde kazınmış, ilelebet kalacak.
Ve tüm bunlara rağmen, yurt dışından gelen uçakların tekerlekleri alanın pistin değer değmez, uçakta bir sevinç alkışı kopar anında. Yüz kişiden seksendokuzunun mutlu oldukları ülkelerine dönmelerinin saadetini simgeler bu alkışlar.
Öte yandan sohbet edeceğiniz İsraellilerin hemen hepsi gelirlerinden ve hayat pahalılığıyla mücadelelerinden şikâyet edeceklerdir. Özetlersek, çevresine ve teröre karşı varolma mücadelesini sürdüren, hayat pahalılığından yakınan ama en zoru, yakınlarını vatan uğrunda kaybetmenin acısıyla yaşamını sürdürmek zorunda kalan bu kitle nasıl olur da bu kadar yüksek bir oranda mutlu hisseder kendini?
Demek ki mutluluğu sadece bu somut gerçeklerde değil, belki de bu ülkede yaşamanın hayatlarına verdiği anlamda aramak gerek. Müşterek bir tarihten gelmenin ve birlikte inşa edilen mutlu bir geleceğe yürümenin anlamı belki de.
Burada iki parantez açmak istiyorum. İlki ülkenin Arap asıllı vatandaşlarına:
İsrael nüfusunun yüzde yirmi birini teşkil eden Arapların yüzde seksen biri bu ülkedeki yaşamından mutlu olduğunu dile getirmiş aynı ankette. Bilmiyorum Ortadoğudaki Arap ülkelerinden hangisinde bu rakkama ulaşılabilir tarafsız ve güvenilir bir anket yapılsa.
Demek istediğim şu ki İsraelli Arap kardeşim, aidiyetini, etnik kimliğini koru tabii ama öte yandan da meclise İsrael düşmanliğı ve Filistin yanlılığından başka hiçbir somut projeyi getirmiyen milletvekillerini değiştir de birlikte, elele, bu ülkede nasıl daha güzel yaşıyabiliriz, onun peşinde beraberce koşalım artık. Birbirimizle mücadele edeceğimize, elele, çocuklarımıza daha mutlu bir geleceği nasıl sağlıyabiliriz, onun mücadelesini yapalım artık. Ne dersin?
İkinci parantezim de, (beni tanıyanlarınız tahmin etmişsinizdir), ana akım medyamıza.
Eyyy ülkemin ana akım medyası; bu anketin sonuçlarına kulak ver ve ne olur, ne olur içimizi biraz daha az karartmak için bir ufak gayret sarfediver artık! İstersen yapabilirsin, eminim! Yes, you can !!.
Açmışken parantezleri bir üçüncüsünü de açayım bari.
Bu parantezim de dünyanın herhangi başka bir yerinde yaşayıp da bu ülkeye belki bir gün göç etmeyi planlayanlara.
Bilin ki çok zor bir ülkeye geleceksiniz. Ama eğer halkının yüzde seksendokuzu mutluysa yaşamından, sizin de (ve kesinlikle çocuklarınızın da) mutluluğu yakalama ihtimaliniz mutsuz olmanıza oranla sekiz kere daha fazla demektir. Denemeye değer.
Şimdi dilerseniz biraz da kuru istatistiklere bir göz atalım.
Sekiz milyon dokuz yüz bin kişiyiz. Bunun yüzde 75’i Yahudi, yüzde 21 kadarı Arap, geri kalanı da muhtelif din ve etnik kökene sahip. Yahudiler arasında kendilerini laik olarak tanımlıyanlar sadece yüzde 45. Yüzde 25 kadarı da kendilerini muhafazakâr, (geleneklerine bağlı) addediyorlar. Şu anda oranları sadece yüzde 14 olan koyu dindarların, (harediler), 2065 yılında yüzde 32’lik bir orana yükselecekleri öngörülüyor. (Aldı mı torunlarımı bir düşünce!)
Arap nüfus arasındaysa sadece yüzde 11 kendisini laik olarak tanımlarken, yüzde 57’si muhafazakar, yüzde 31’i de koyu dindar tanımını tercih ediyor.
İlginç noktalardan biri koyu dindar Yahudilerin düşük gelirlerine rağmen kendilerini diğer kesimlerden daha mutlu hissetmeleri… İnanç insanı mutluluğa paradan daha çok yaklaştırıyor demek ki.
İsraellilerin yüzde doksanyedisi cep telefonu sahibi. Evlerin yüzde sekseninde bilgisayar var. Bu güzelliklerin yanında en büyük eksikliklerimizden biri sağlık alanında.,, Ülkede her bin hastaya sadece 1.8 yatak, 3.3 doktor ve 4.8 hemşire düşüyor. Bu alanda yolumuz uzun daha.
Buna karşılık senede en az bir kere yurt dışına çıkma oranı Yahudilerde yüzde 46, Araplardaysa yüzde 25.
Yirmi yaş üzerindeki Yahudilerde interneti kullanma oranı yüzde 83 iken, bu oran Arap nüfusta yüzde 43.
Hane başına gelirde de iki nüfus arasında fark büyük. Yahudi aile eve ayda ortalama yirmi bin şekel getirirken, Araplarda gelir sadece oniki bin şekel. (Farkın ana sebeplerinden ikisi eğitim farkı ve kadın nüfusun çalışma oranı diye düşünüyorum)
Yahudi nüfusta da gruplar arasında farklar var. Koyu dindarlar geliri en düşük grup.
Neden? Çünkü laik nüfusun yüzde 75’i çalışırken, bu oran koyu dindarlarda yüzde 41’e düşüyor.
Ve kadınların üstünlüğüne yer vermeden bu yazıyı bitirmenin anlamı yok.
Yahudi erkeği ortalama 81,5 yıl yaşarken, kadını ondan 3 sene daha fazla dünyanın tadını çıkartıyor. Durum Araplarda da değişmiyor tabii. 77 yaşında hayata veda etmesi gereken Arap erkeği, 4,5 yıl daha ömrü olan karısını brakıp gidiyor.
Yahudi nüfus ve Arap nüfusu arasındaki karşılaştırmalı rakamlar bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Ayrımcılık olarak düşünülmemesini rica ederim.
Comments