Geçen hafta 700,000 kişi ile birlikte ben de yürüdüm Londra caddelerinde. Avrupa’dan ayrılmak istemeyen genci, orta yaşlısı, İngiliz’i, İngiltere’de çalışan Avrupa vatandaşları ile birlikte. ‘’Bizleri kandırdınız’’ diyerek 2nci halk oylaması istiyoruz.
Türkiye’de doğdum, eğitim gördüm, evlendim, aile kurdum, iş sahibi oldum, işi büyüttüm, sonra küçülttüm, sonuçta İstanbul’daki dairemizi sattık, Londra’ya yerleştik. Yaşamımdaki payı büyüktür memleketimin.
1963 yılında ilk yurt dışı yolculuğu İsrail’e yaptım, Hagoşrim kibbutzunda 2 ay elma topladım, liseyi bitirince Aliya yapmaya niyetim vardı, aile karşı çıktı, ama Ahava Leisrael baskındı, hayatım boyunca İsrail şarkıları ve danslarıyla haşır neşirdim, hala torunum Mina’yı gezdirirken ‘’Tsena Tsena’’ mırıldanırım ( o da öğrendi), her gün ilk işim oradan haberler almaktır. Gönlümdeki payı kocamandır Erets’in.
Eğitimimin son adresi Londra’daydı, bitirince çalıştım, oturma iznim vardı, kalsaydım İngiliz olacaktım, babam kalp krizi geçirince dönmem gerekti, yıllar sonra gerisin geriye geldim, oğluma yakın küçük bir daire aldık, yerleştik, yaşamımda en çok İngilizce okudum ve yazdım, Ada’nın hayat tarzına uymaya çalışıyorum. Kültür haznemdeki payı ağırlıklıdır İngiltere’nin.
Bu 3 ülke arasında mekik dokuyoruz. Üçü arasında en zengin, en başarılı, en tasasız, geleceğe en güvenle bakması gereken İngiltere şu aralar en kutuplaşmış, en endişeli, en istikrarsız konumda.
‘Bir delinin kuyuya attığı taşı kırk akıllı çıkaramaz’ misali 2016 Haziran referandumunda Avrupa Birliği’nden ayrılma sonucu 2,5 yıldan bu yana İngiltere’yi paramparça etti, müzakereler tıkandı, partiler ve halk bölündü, durum hala net değil.
Geçen hafta 700,000 kişi ile birlikte ben de yürüdüm Londra caddelerinde. Avrupa’dan ayrılmak istemeyen genci, orta yaşlısı, İngiliz’i, İngiltere’de çalışan Avrupa vatandaşları ile birlikte. ‘’Bizleri kandırdınız’’ diyerek 2nci halk oylaması istiyoruz.
Ama ne Muhafazakar ağırlıklı hükümetin, ne de sıkı muhalif İşçi Partisinin bu yola girmeye niyetleri yok.
En büyük sıkıntı: İrlanda adasını ikiye bölen Güney (bağımsız) ve Kuzey (Birleşik Krallık) arasındaki olmayan sınır. Uzun bir terör döneminden sonra Good Friday anlaşması sayesinde bu ayrılık sona ermiş ve her ikisi de A.B. üyesi olan iki taraf arasında kapılar tamamen açılmıştı.
Şimdi, Güney A.B. üyesi, Kuzey ise A.B. değilse araya sınır koymalı mı? Her iki taraf da itiraz ediyor. Buraya yerleştirmezsek o halde İrlanda adası ile İngiltere arasına sınır çekmeliyiz. Buna da hem Kuzey’liler hem de İngilizler karşı geliyorlar.
İngilizler bitkin, siyasilere güven sıfır, ekonomi yavaşlama havasında.
Dünyanın en cazip ve alımlı kentlerinden biri olan Londra tam yorgun düşmeye başlarken geçen Cumartesi yürüyen bayraklı, flamalı, posterli 700.000 kişi Avrupa’lılık ruhunu yeniden körükledi.
Fakat gönlümdeki 3 ülke arasında en çapraşık olma halinden henüz sıyrılmış değil.
Hiç yakışmadı sana İngiltere.