
Başlığı biraz irkilerek, üzülerek, biraz da utanarak yazdım.
Müslüman Siyonist, Siyonist Müslüman olur mu? Siyonist bir insanın Müslüman olması imkânsız ama maalesef Müslümanlardan Siyonist çıkacağını da gördük.
Siyonizm’i dünyaya en güzel, açık ve net bir şekilde tanıtan, vefat edinceye kadar Müslümanları bu konuda diri ve uyanık tutmaya çalışan rahmetli Erbakan Hoca’dır. Allah mekânını cennet eylesin, Hoca’nın şuurlandırma çabasıyla insanımız Siyonistlerin gerçek niyet ve planlarını, işledikleri cinayet ve gerçekleştirmeye çalıştıkları entrikaları öğrendi.
Önce Siyonizm’i hem de kendilerinden bir hatırlayalım: “XIX. yüzyılın sonlarında, bir kısım Yahudilerce bir ideoloji olarak ortaya atılan ve Filistin’de Yahudi milletinin, tarihteki Yahudi devletinin sınırları içinde, kendi kaderini tayin etme hakkını bir devlet kurarak gerçekleştirme ülküsünün ideolojisidir. Terim olarak siyasal bilimler jargonuna 1893 yılında Nathan Birnbaum’un yayınladığı “Yahudi Sorunu’nun Çözümüne Yönelik Olarak, Yahudi Halkının, Anavatanında Yeniden Doğuşu” isimli risalesi ile girmiştir. Nathan Birnbaum daha sonra “Siyonizm”i siyasi bir hareket haline getirecek olan Theodore Herzl ile işbirliği yapmıştır. Herzl, Yahudi Sorunu’nun ancak Yahudilerin kendilerine ait bir devletin kurulmasıyla çözülebileceği kanaatine varmıştır. Bu inancını 1896 yılında yazdığı “Der Judenstaat” Yahudi Devleti isimli kitabında islemiş ve bu fikrini eyleme geçirmek üzere 29 Ağustos 1897’de İsviçre’nin Basel kentinde I. Siyonist kongresini toplamıştır. M.S. 70-135 yılları arasında vuku bulan ve 1948 yılında İsrail Devleti’nin kuruluşuyla sona eren Roma sürgünü ise etkilerini halen sürdürmekte. Yahudilerin Anavatanlarına dönme çabaları, Yakın tarih sayılabilecek 1666’da ihtida eden Sabetay Sevi hareketinin ana motifi olmuştur. Herzl’in getirdiği yenilik, Yahudilerin bir devlet kurma ideallerini siyasi bir çerçeveye oturtması ve bu yönde bir örgütlenmeye gitmesi olmuştur. Yani Herzl, zaten gelişmekte olan bir oluşumun uluslararası alana taşınmasına ve Siyonist hareketin bir aktör niteliği kazanmasına liderlik etmiştir.” (http://www.salom.com.tr/haber-86142-siyonizm_nedir__.html)
19. asırda bir ideoloji olarak başlayan ve dünyanın değişik bölgelerinde dağınık bir vaziyette yaşayan Yahudiler, Filistin’de bir devlet kurmak için pek çok gizli/açık/yasal/yasak eylem planları gerçekleştirdiler.
Siyonizm, Yahudilerin önemli kesimini bir araya getirme, birlik yapma zihniyetidir.
Arzı Mev’ud (vadedilmiş topraklar) anlayışıyla Fırat ile Nil arasındaki topraklarda devlet olma fikridir.
Bu topraklar üzerinde Büyük İsrail’i kurma projesidir.
Yahudi inancı ve ırkını merkeze alan, ırkçı bir ideolojidir.
Yahudi olmayanları köle, hizmetkâr gören bir anlayıştır.
Ülkeleri ekonomik, siyasi ve kültürel anlamda kendilerine bağımlı kılma ve sömürme politikasıdır.
Küdüs’te Mescid-i Aksa’yı yıkarak yerine Süleyman Mabedi dikme hainliğidir.
ABD ve Avrupa’nın sahip çıkarak desteklediği, himaye ettiği, İslam ülkelerini bölme, parçalama, işgal etme, zayıflatma, birbirine düşürme çabasıdır.
Şimdiye kadar bu zihniyete karşı fiili bir tavır geliştirilmese de Müslümanlar arasında bir sözlü ve fiili duruş/direnç, Filistin’e gizli de olsa yardımda bulunma, İsrail ve politika(cı)larından kaçış söz konusuydu. Ancak Suudi Arabistan’ın Ilımlı İslam’a geçtiğini duyurmasıyla art arda ilginç fetvalar, demeçler, sözde dini açıklamalar sökün etti. Öyle ki konuşanlar sanki Müslüman siyasetçiler/âlimler değil de Hahamlar, fanatik Yahudiler… Neredeyse İsrail’e, işlediği cinayetlerden dolayı özür dileyecekler, Filistinlileri ülkelerinden atacaklar.
Müslümanların savrulduğu alan çok mayınlı ve öldürücü olmaya başladı.
Kapitalist Müslüman, sosyalist Müslümandan sonra Siyonist Müslüman.
Rabbim, Siyonistlerden önce Müslüman Siyonistlerin şerrinden Ümmet-i Muhammed’i korusun
Kaynak:Milat