Bir Yahudi: Dinine mesafeli, kültürüne yakın
top of page

Bir Yahudi: Dinine mesafeli, kültürüne yakın


Neresini sevdim Yahudiliğin? Çok eskilere uzanan tarihini ve geçmişinden ders alma disiplinini, aile dayanışmasını ve çocuklara aşılanan okuma ve dil öğrenme aşkını, büyük badireleri atlatma ve benliğini koruma yeteneğini, yaşam sevincini ve geleceğe güvenle bakma azmini…

Bu yıl 25 Şubat Pazar günü Rabbi Şmuel Auerbach’ın cenaze töreni esnasında Yeruşalayim’de bulunuyorduk. Yad Vashem’den Israel Müzesi’ne giderken siyahlar giyinmiş onbinlerce haredi (koyu dindar) arasında kaldık. Çoğunluğu genç, ayni tip kıyafetlere bürünmüş, ayni geniş kenarlı şapkaları takan, ayni kalın ayakkabılar giyen ve heyecanla hızlı adımlar atan bu kalabalık ile benim aramdaki ortak noktaları düşünmeye çalıştım.

Vardı: Cemaati tarafından Bilge addedilen bir Rabbi’nin ölümünden dolayı üzülmek ve Yeruşalayim’i candan benimsemek.

Başka? Onlar da Yahudi, ben de. Orada durdum!

Onlar vatandaşı oldukları ülkenin ileri gitmesi için Tevrat ve Talmud okumanın, Yeşivalarda karşılıklı yorum tartışmalarına girmenin, dindar bir Yahudi’nin katı kurallara bağlı kalarak yaşaması gerektiğinin ve belki de bir meslek sahibi olmanın yeterli olduğu inancındaydılar.

Bense İsrail’in, önce silinmemesi için savunmasını sağlamlaştırmak, ardından nüfusunun eğitim yoluyla dünya ülkeleri arasında başarı kazanmak için küreselde aranan yetenekleri geliştirmesi gerektiği inancındayım.

Neresini sevdim Yahudiliğin? Çok eskilere uzanan tarihini ve geçmişinden ders alma disiplinini, aile dayanışmasını ve çocuklara aşılanan okuma ve dil öğrenme aşkını, büyük badireleri atlatma ve benliğini koruma yeteneğini, yaşam sevincini ve geleceğe güvenle bakma azmini…

4000 yıla uzanan evrede din ve dindarların önemi kaçınılmaz. Fakat Siyasi Siyonist harekette dindarlar mı başı çekiyordu? Pek değil. Hovevei Zion’dan Theodor Herzl’e kadar öncüler, hep laik kesimden, dünyayı ve gelişmeleri anlayan ve geniş toplumla iletişimi sağlıklı sürdürenlerin dindarlarla kaynaşmasından güç aldı.

Yaşamımın hiçbir döneminde dindarlığa pek yakın durmadım. Bugün Yahudiliğimin devamı dindar ögelerden daha fazla kültürel faktörlere bağlı. Bayramlar, Bar ve Bat Mitzva, şarkılar, yemekler, danslar, İsrail’in gelişmelerinden gurur duyma, dünya Yahudilerinin bilimsel, sanatsal ve iş başarılarına sempati ile bakma…

Bu açılardan seküler (laik) İsrail’lilerin kaygılarını da gayet iyi anlıyorum. Doğum, sünnet, evlilik, ölüm gibi özel yaşamın tüm dönemlerinde kahredici bir hükümranlık; demografik avantajlar ve siyasi manevralarla ülke çapında da üstünlük sağlamaya devam ediyor.

Burada amaç: Mümkünse Yahudilerin diğerleri ile karışmalarını engelleyerek benliklerini korumalarınının garanti altına alınması.

Fakat çağdaş küreselleşme ve internet çağında ne kadar sürebilir bu ayırımcılık?

Dikkat edelim Batı’da revaçta olan ‘’mültikültüralizm’’in hayranı değilim. Fakat Yahudiliği daha geniş manada yorumlayan Reform ve Liberal Toplumları da hiç dışlamıyorum. Yahudiliği benimsemek isteyenlerin muhakkak annelerinden Yahudi doğmaları gerekmediğini, bu kültüre uyum sağlamak isteyenlere de açık olmamız gerektiğine inanıyorum.

Eğer onların da Yahudilikten anladıkları benim de sevdiklerim ise…

Yazdıklarım binlerce yıllık Yahudi öğretisine uygun olmayabilir fakat bugünün dünyasında Yahudiliğin ve İsrail’in devamı ve başarısı için uzun vadede en kalıcı formül olacaktır.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page