top of page

Şampiyon Cim-Bom-Bom!


Re-re-re Ra-ra-ra Galatasaray Galatasaray Cim-Bom-Bom! Evet, tahmin ettiğiniz gibi doğma büyüme Galatasaraylıyım ve bu sezon şampiyon olan takımımı yürekten kutluyorum. Fanatik falan değilim, sakın ha yanlış anlaşılmasın. Hatta uluslararası karşılaşmalarda GS dışındaki takımları da canı gönülden desteklerim. Benimkisi keyif işte… Peki bir takımı desteklemek neden bu kadar önemli bir insanın hayatında? Nedendir parmağının ucunu dahi kıpırdatmadan, galibiyetine ölesiye sevinmek ya da yenilgisinden perişan olmak? Nedir bu fanatizm dediğimiz olay?

Fanatizm genel anlamıyla takıntılı bir coşku, kontrolsüz bir heyecan eşliğinde, bir davaya, bir konuya ya da bir spor dalına, sosyal normları hiçe sayacak derecede aşırı bağlanma hali olarak nitelendiriliyor. Yani zararsız bir şey gibi görünüyor ilk bakışta. Ancak bu olguyla birlikte çok önemli bir etkeni de unutmamak gerekir: kişinin eleştiriye tahammül durumunu! Bir başka deyişle, kişi eğer eleştiriye dayanamıyorsa ve aşırı tepki gösteriyorsa bu bağımlılık fanatizm olarak kabul ediliyor.

Özellikle spor alanında (daha doğrusu futbolda) karşılaştığımız fanatizm genellikle anti-sosyal kişilik bozukluğu yaşayan bireylerde görülüyor. Kişi eleştiri kabul etmese dahi, karşısındakini dinleyebiliyor ve tepki vermiyorsa fanatizm söz konusu değil, daha ziyade sıkı bir taraftar olarak nitelendirilebiliyor. Dolayısıyla bir şeyi heyecanlı ve coşkulu bir şekilde sevmek, onu desteklemek eleştiriye açık olmak şartı ile fanatizm sayılmıyor. Eğer takımınız hakkında bu tür duygulara sahipseniz, gayet sağlıklı bir taraftarsınız. Tebrikler!

Futbol dünyanın en çok seyircisi olan ve dolayısıyla fanatizmin en yoğun biçimde yaşandığı spor dalı. Bunu tartışacak değiliz, herkesçe bilinen bir gerçek. Ancak unutmamak gerekir ki, sporda yenmek de var yenilmek de. Sporla ilgilenen bir taraftar, yenmek, yenilmek ve berabere kalmak ihtimallerinin üçüne de hazır olmalı ve sonuç her ne olursa olsun, skorun olumlu yanlarını görebilmeli. Neticede, skora endeksli taraftarlık fanatizmi tetiklediği gibi fanatik taraftarın sosyal hayatını da etkiliyor.

Uzmanlara göre, fanatik bir insanın en önemli özelliği esnekliği olmayan sabit fikirlilik, yani doğru olduğunu düşündüğü her şeye tüm ruhuyla sıkı sıkıya bağlı olması ve kendini o olguyla özdeşleştirmesi. Bir başka deyişle, hafta sonu maçına gittiği takımı kötü sonuç alırsa eğer, hayatının hiçbir anlamı kalmadığını düşünmesi, sevgilisiyle sırf bu sebepten dolayı tartışması, patronuyla takışması vs. Öte yandan, takımı kazandığında varmayın keyfine…

Takım tutmak ilginçtir ki, sosyal bir ihtiyaç olarak algılanıyor, ancak bazıları bu duyguyu aşırı boyutta yaşıyor. Yine bilim insanlarına göre, fanatikliği özellikle şiddet yönetimiyle dışa vuranların tedavi edilmesi gerekiyor, yani bir tür bağımlılık olarak görülüyor. Anlayacağınız, fanatik taraftarlara alkol bağımlılığından kurtulmak isteyenler gibi tedavi uygulanabiliyor.

Demem o ki, futbol bazıları için bir zevk, bazıları için milli bir dava, bazıları için boş bir uğraş ve bazıları için de bitmeyen bir sevda. Ben her konuda olduğu gibi, taraftarlık konusunda da ılımlı olmanın en akıl kârı ve en barışçıl yol olduğu düşüncesindeyim. Sevelim ama abartmayalım, sevinelim, ama kudurmayalım misali…

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page