top of page

Viyana Yahudileri: 8000 kişiye 100 dernek ve yüzlerce etkinlik!


Çocuklar/torunları ziyaret etmek üzere üç hafta Viyana’daydık. Kırk yılı aşkın bir süredir kâh ticari, kâh turistik nedenlerle birçok kez gittiğim bu kenti ilk kez doya doya ve –en önemlisi– orada yaşamakta olanlarla birlikte gezmek, bambaşka keyifler tattırdı eşimle bana... Bugüne dek ağrlık vermiş olduğumuz müzeler, tiyatro/opera/operet ve konserler ile o geleneksel cafélerinin yanı sıra, bu kez mimarisini de daha yakından inceleyebildik. Başta Otto Wagner ve Adolf Loos gibi artık efsanevi sayılabilecek mimar/tasarımcıların öne çıkan Art Nouveau stilindeki çoğu fonksiyonel binaları, ancak bunların dışında özellikle Ringstrasse’deki anıtsal yapılar, Viyana’yı Avrupa’nın en ihtişamlı kenti haline getiriyor..!

İmparator Franz Josef tarafından 1857 yılında başlatılıp 1865’de tamamlanmış bulunan, eski şehir surlarının yerine inşa edilerek şehrin göbeğini çevreleyen takribi 4 km uzunluğunda olan “Ring” (=daire) Caddesi, döneminde halk dilinde “Yahudi Bulvarı” olarak da anılırdı. Bunun nedeni, Parlamento ve Belediye Sarayı ile Burg Tiyarosu ve Opera gibi kamu yapılarının dışındaki çoğu büyük apartman binalarının Tedesco, Epstein ve Ephroussi gibi varlıklı Yahudi ailelerine ait olmasıydı.

Gerçekten de Viyana’daki cadde ve meydanlarda dolaştığınızda, baş döndürücü bir yoğunlukta Yahudi isimlerine rastlıyorsunuz... Bunlar sadece yukarıda andığım bankerlerin adları değil, Gerngross veya Herzmansky gibi günümüzün ve geçmişin büyük mağazaları, ancak özellikle Freud, Herzl, Zweig, Schnitzler ve Torberg gibi kültür ikonlarının bir zamanlar oturdukları evlerin cephelerinde bulunan levhalardır. Ne var ki bazı binaların üstünde, 1938’de başlamış yedi yıllık kapkara dönem boyunca bir sabah evlerinden alınarak ölüm kamplarına götürülen sıradan Viyanalı Yahudilerin isimlerine de rastlarsınız. Veya ömrünün son altı yılını çeşitli toplama kamplarında geçirip 1944’de Auschwitz’de noktalayan Viyana Yahudi Cemaati Başkanı Desider Friedmann’ın adı verilen şehrin göbeğindeki bir meydandan geçer, yüz metre ilerisinde ise 1943 yılında gene aynı ölüm fabrikasında 1200 Yahudi öğrencisiyle birlikte katledilen eğitimci Aron Menczer’ın anısına dikilmiş taşı görürsünüz...

Avusturya’nın yeni kurulmuş hükümetinin koalisyon ortağı, sağ eğilimli FPÖ’nün kimi önde gelen isimlerinin Nazi sempatizanı olduğu şu sıralarda hararetle tartışılıyor. Hele bir eyalet yöneticisi adayının üyesi olduğu gençlik teşkilatının yayımladığı bir şarkı albümünde antisemitik sözler içeren bir şarkının bulunması, kendisinin partiden ihraç edimesine yol açtı. Bu olay sayesinde FPÖ kanaatimce bünyesindeki “cerahatini temizlemeye” başlamış olsa dahi, ülkede zirve yapmış olan yabancı düşmanlığının Yahudi vatandaşları da etkileyeceğinden korkanlar az değil... Öte yandan, ülkedeki Yahudi yaşamı gıpta edilecek bir yoğunlukta gelişmektedir!

Günümzün Avusturyalı Yahudi nüfusu 8.000 kişiyi geçmiyor (1923’de 201.000 iken, 1945 sonrası yapılan ilk nüfus sayımında ise 9.000’e düşmüştü!) – ne var ki, kentte 15 sinagog, iki Yahudi okulu ve İsrail ile yakın işbirliğinde bulunan bir ticaret/işletme akademisi cemaat üyelerine hizmet vermektedir. Çocukların Yahudi aidiyetini içselleştirmeleri için okulda din dersine önem veriliyor; keza cemaat üyelerinin önemli bir bölümü İbranice bildiği gibi, İsrail yandaşlığı WIZO, Haschomer Hazair ve B’nei B’rith gibi derneklerde önemle dışa vuruluyor. Çeşitli bilim adamları tarafınca kaleme alınmış “Avusturya Yahudileri Tarihi” başlıklı kapsamlı bir monografide, İkibinli yılların başında ülkede yüzü aşkın Yahudi dernek ve kurumun faaliyet gösterdiği belirtiliyor! Viyana’daki Yahudi Cemaat Yönetimi iki farklı aylık dergi çıkarırken, bağımsız bir kurum tarafınca da yılda dört kez “Yahudi Kültür Dergisi David” yayımlanmaktadır.

Avusturya Yahudiliğine ilgi duyanlar, talep üzerine her gün yapılabilen Büyük Sinagog’un tanıtım turuna katılabilir; bundan öte kentte “yürüyüş turları” düzenleyen özel bir şirket, haftada iki ayrı konulu iki “Jewish Vienna” sunmaktadır. Bu turlarda Ortaçağ’dan günümüze dek Viyana Yahudileri’nin yaşamı, otantik mekânlarla kimi yıkılmış sinagogların bulunduğu anıtlar ziyaret edilerek, konuların uzmanı olan bilim insanları tarafınca anlatılıyor.

Yukarıda sıraladığım ve çoğu bizzat Cemaat Yönetimi tarafınca finanse edilerek sunulan hizmet ve etkinliklerin dışında, devlet ve belediyelerin de önemli katkıları öne çıkıyor. Çalışmalarını Viyana Belediyesi şemsiyesinin altında sürdüren düzenli “Halk Yüksek Okulu” programları çerçevesinde değişik konuları kapsayan onlarca judaik konferans, kurs, seminer, atölye ve geziler düzenleniyor ki, bunlar her seviyede İbranice dil derslerinden Klezmer müziği workshop’larına, çocuklar ile dini bayram birlikteliklerinden Holokost seminerlerine kadar uzanmaktadır.

Dünya çapında türünde bir ilk oluşturmuş olan Viyana Yahudi Müzesi, 1895 yılında kurulmuş olup 1938’de Nazi yönetimi tarafınca kapatılmasının ardından, kent merkezindeki tarihi Palais Eskeles’de 1995 yılında yeniden kapılarını açmıştı. Bu kurum Viyana Belediyesi’ne bağlı, ancak programlarında tamamen özerktir. Etkinliklerini günümüzde iki ayrı mekânda sürdürmekte, Judenplatz’da yer altından yeniden ortaya çıkarılmış bulunan “Ortaçağ Büyük Viyana Sinagogu restorasyonu” ile Palais Eskeles’te “Yahudi Viyanası” daimi sergilerinin yanı sıra, yılda birkaç kez yenilenen dönemsel sergiler sunmaktadır. Son ziyaretimizde “Helena Rubinstein: Güzelliğin Mucidi”, “Yoldaş Yahudi: Yahudiler ve Komünizm” ile “İsrail’den Önceki İsrail: Ze’ev Aleksandrowicz’in 1932-1936 Tel Aviv Fotoğrafları” sergilerini ilgi ve beğeni ile izledik...

Eğer daha önce gitmemişseniz, bundan sonraki ilk Avrupa seyahatinize Viyana’yı muhakkak dahil ediniz – ancak gezeceğiniz St.Stephan Katedrali, Volksoper’de izleyeceğiniz “Yarasa” Opereti ve Café Hawelka’da içeceğiniz “Melange”ın yanı sıra, ilginç tenakuzlar sergileyen “Yahudi Viyana”sını da!

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page