Eğer yanılmıyorsam, medyadaki anlayış ve kurallara göre, olumlu bir haberin, haber değeri yoktur. Bu yüzdendir ki yazılı ve görsel medya kafamızı sabah akşam terör, cinayet, kaza, tecavüz, cinsel istismar, doğal afet, nadiren onlar olmadığı zaman da spordaki yenilgilerle doldurur durur. (Spordaki başarısızlıklarımız da hiç tükenmediğinden medyamızın malzeme sıkıntısı olmaz hiçbir zaman!)
Bu bakımdan aşağıda okuyacaklarınız haber sınıfına girmiyebilir; (ama siz yine de okumaya devam edin lütfen!)
İsrail hükümeti her sene, veya iki senede bir, bütçesini, meclisteki bitmek bilmiyen koalisyon mücadelelerinden sonra tesbit eder ve hiçbir bakanlık bu bütçenin üstünde bir harcamayı, meclisin izni olmadan, yapamaz.
Buna karşılık bütçeyi dengeliyecek gelirler ancak tahmini olarak hesap edilebilir, zira konjonktürel değişiklikler her zaman bu tahminleri değiştirmeye adaydır. Bütçe açığı için de azami bir oran, (tavan), tesbit edilir.
Bu sene oran önce GSMH’nın yüzde iki buçuğu olarak tesbit edildi, sonrasında yüzde 2.9 ’a yükseltildi. Bu arada hatırlatalım, İsrail on senedir iç ve dış borçlarını devamlı olarak düşürmeyi başarıyor.
Bu yıl gerek bazı büyük şirketlerin, (örneğin Mobileye), satış vergilerinden, gerekse temettü dağıtımında yapılan geçici bir değişiklikten dolayı bütçe tahminlerinde yer almıyan on milyar şekellik bir gelir artışı sağlandı.
Tabii bu artış sadece bu seneye ait, bir defalık bir olay.
Bu durumda şu fazla on milyarımızı ne yapalım?
Sosyal içerikli düşünürsek….
*Engelli vatandaşlarımıza bağlanan aylıkları arttırabiliriz.
*Emekli askerlerimize verdiğimiz maaş artışını, polislerimize de uygulıyabiliriz.
*Kendilerine bakamıyacak durumdaki hastalarımıza sağlanan aylık sigorta desteğini arttırabiliriz.
*Çocuklu ve her iki ferdi de çalışan ailelere küçük çocuklarının yuva masraflarında yardımcı olabiliriz.
Örnekler çoğaltılabilir.
Ekonomik içerikli düşünürsek…….
*Değişik vergileri düşürerek ekonomiye ek bir canlılık sağlıyabiliriz.
*Gümrük ve alış vergilerini veya KDV’yi düşürerek vatandaşımıza daha şirin görünebiliriz.
*Sanayimize teşvik sağlıyarak, isgücümüze istihdam bağlamında yardımcı olabiliriz
Veya
*Ülkemizin 70 nci yılını daha şatafatlı bir şekilde kutlıyabiliriz
* Gerçi her sene azaltıyoruz ama borçlarımızı daha da azaltabiliriz……………
Örnekler yine çoğaltılabilir.
Doğal olarak bu seçeneklerden bir veya daha fazlasının seçimi son derece karmaşık ve gürültülü politik çekişmelere meydan verecek.
Tüm bunların yerine ekonomi yazarlarımızdan Sever Plutsker’in orijinal bir önerisi var.
Bu işe her zamanki gibi yine politikacılar veya bürokratlar karar vereceğine, bir kereliğine de olsa halkın kendi karar verse der Plutsker. Halka 7-8 tane seçenek sunulsun ve referandum veya benzeri bir seçimle halk kendi karar versin?
Siz ne dersiniz, şu on milyarı nereye harcasak acaba?
Yazarın notu:
Yazı yayına hazırlanırken geçen sürede yapılan kısıtlı bir halk oylamasında, ilk dereceleri sırasıyla yaşlılara yardımın arttırılması, yeni hastane yapımı, KDV’nin yüzde onyediden onbeşe indirilmesi ve engellilere desteğin arttırılması aldı.
Politikacı ve bürokratlerın tartışmalarıysa henüz yeni başlıyor!