Elbette Ölçmezsen nasıl yaşayabilirsin. Yemeği ölçerek yaparsın. Kilonu ölçersin, boyunu ölçersin. Aralarındaki orana göre beslenmeni dengelersin. Konu sanata gelince ölçmek eserinizin adeta atar damarıdır. Görsel bir algı ile çizeceğimiz düzeneğin objelerin ve figürlerin belli bir oranda olması ölçüye daha da önemlİ bir değe katar.
Yetenekli ressamların ortak özellikleri yan ılmaz bir göze sahip olmalarıdır. Ancak gözlerimizin de ellerimiz kadar eğitilebileceği unutulmamalıdır. Oran parçanın bütün ile olan ilişkisini tanımlar. Konu özellikle insan figürü olduğu zaman doğru oranlamak büyük önem taşır. Santçı adaylarının bedeni anlamaları kas iskelet deri sistemlerini doğru bİlgilerle öğrenmeleri gelecek için doğru aktarım adına yapılması gerekendir.
Bu noktada altın kural veya altın oran da denilen sanatın belki de belkemiği olan orandan söz etmek gerekir. Estetik mükemmllik sanatçının en büyük gayesidir. Usta çırak ilişkisi sanatın önemli ögelerindendir. Usta edindiği bilgiyi öğrencisine aktarır. Bazı sanatsal süreçlerin ardında daha matematiksel, gizemli ve sanatı mükemmele yaklaştıran evrensel bir kural vardır: Altın Oran…
Kısaca gözümüz muazzam dengenin formülünü kolayca benimser. Okyanusun derinliklerinde de, güneş sisteminde de, kar tanelerinin kristalinde de, ayçiçeğinde, (pek yakında bir başka yazımın konusu) çam kozalaklarında, gül yapraklarında, deniz kabuklarında, kışların tüylerinde altın orandan söz etmek mümkün.
Kısaca tüm yaşantımızın programlandığı her DNA molekülünde altın oran bulunuyor. Gelin hep beraber hayatımızın oranlarken bazen ölçüyü kaçırıp dengeleri bozmıyalım.
Denge hepİmizin yol göstericisi olsun
コメント