ÇOCUKLUĞUMU YAŞAMAK İSTİYORUM
- TÜRKİYELİLER BİRLİĞİ התאחדות יוצאי תורכיה
- 30 Haz
- 2 dakikada okunur

Doğduğu andan itibaren büyümeye başlar çocuk… O andan itibaren her an bir değişkenin içindedir. Aynı olmayacaktır. Bir çocuğun büyümesini izlemek harika bir filim, mükemmel bir serenaddan, muhteşem bir manzaradan çok daha öte bir güzelliktir.
İlk sesleri çıkardığında, ellerini kollarını salladığında, uyurken tebessüm ettiğinde bebek büyüyordur. Ve derken ilk adımlar atılır tay tay ve düşüverir. Tekrar kalkacak ve tekrar deneyecektir. Bir kez düştü diye yürümekten vazgeçen çocuk yoktur. Dişi çıkacak ağlıyacak, gazı olacak sızlanacak, bazen iştahlı bazen de bir lokma için ağzını sıkı sıkı kapayan olacaktır. Hepsi ve daha fazlası bir bebeğin büyümesinin işaretidir.
İşte o anlarda ebeveynler arası adeta bir zaman yarışı başlar. Konuştu, henüz konuşmadı tartışması, emekliyor, sıralıyor ama daha kendini bırakmadı muhabbeti uzun uzun sözü edilir. Herkes bir an evvel tüm bu yapılması gerekenlerin bir an evvel yapılmasını sabırsızlıkla bekler.
Unutulur ki bir kere hayat başladı mı artık duru durağı yok. Ne sorumluluklar biter, ne dertler ne de tasalar.
İşte bu yüzden çocuğunuzun üzerine taşıyabileceğinden fazlasını yüklemeyin. Zamanından önce okuma yazma öğretmek, zamanından önce tüm odasını toplamasını beklemek ve bunun gibi birçok hareket onun çocukluğundan zaman çalmaktır. Oynıyacakları vakti daraltmaktır. Bırakın çocuklar çocukluklarını yaşasınlar, kendi yaşlarında olması gerektiği gibi. İleride olmak size gurur verecektir ama ona hiçbir fayda sağlamayacaktır. Büyüdüklerinde mücadele etmek zorunda kalacakları o kadar çok şey var ki bırakın çocuklukları hayatlarında kar kalsın. Çocukluklarını mutlu, huzurlu, sevildiğini ve değerli olduklarını hissederek geçiren çocuklar hayatlarının geri kalanında da çok daha mutlu oluyorlar ve hayatı yaşamaya değer olarak görüyorlar.
Hayattan daha fazla keyif alıyorlar ve insan ilişkileri de çok daha güçlü oluyor. Bu yüzden, bir çocuğun mutlu bir yetişkine evrilebilmesi için anne- baba olarak yapabileceğimiz tek bir şey ama tek bir şey vardır: Çocuğun kendisini değerli hissetmesini sağlamak. Kardeşini için fedakarlık yapmasını öğretmek bir erdemdir ama kardeşi için kendini feda etmesini kabul etmeyin. Paylaşmayı öğrensin ama kendi payını korumayı da unutmasın.
Çocuklara verilecek sorumlulukların da kendi yaş sınırı içinde olması çok önemlidir. Küçük kardeşinin sorumluluğunu büyük ablaya vermek, o çocuğun ileride yaşanmamışlıklarla ilgili problemler yaşamasına sebep olur. Eve gelen bebek evdeki çocuğu bir anda yetişkin kılmaz.
Zamanında açan bahar çiçek için üzülür “hava sıcaktı aldandı” deriz.
Bu aldanmanın kendi çocuğumuzun geleceği için bir tehlike oluşturmaması adına çocukluk günlerinin her zaman keyifle anılması dileğindeyim.
Çocukluğu mutlu geçen bireyler, yaşamlarında da aynı tadı arayacak ve mutlaka bulacaktır.
Feride PETİLON
Bir önceki yazımı okudunuz mu?
IYT dip not :
İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.
Comments